Bugatti, altı otomobilden oluşan “Les Légendes de Bugatti” (Bugatti Legends) Edition serisinin beşinci modelinde, caddelere çıkan ilk yasal süper spor otomobillerden biri olarak otomotiv tarihine geçen efsanevi Type 18 “Black Bess”i yeniden canlandırıyor.
Fransız lüks otomobil üreticisi, Type 18’in modern yorumu olan Veyron 16.4 Grand Sport Vitesse “Black Bess”i sunuyor. Zamanında dünyanın en hızlı yol otomobillerinden biri olan Type 18 “Black Bess”, bugün dünya hız rekorunu elinde tutan Bugatti Veyron’un da selefi olma özelliğini taşıyor. Edition içinde yer alan tüm modellerde olduğu gibi bu yeni Legends modeli de 2.15 milyon Euro net satış fiyatına sahip ve üretim miktarı da yalnızca üç ile sınırlı tutuldu. Daha önce piyasaya sunulmuş olan dört Legend modelinde yer alan 12 otomobilin tamamı satıldı.
Type 18, sahip olduğu etkileyici teknolojik özellikler sayesinde hem zamanının ötesinde olması hem de kendi başına bir kategori oluşturması nedeniyle savaş öncesi dönemin en önemli Bugatti’leri arasında yer alıyordu. Sıralı dört silindirli motoru ve beş litre kapasitesiyle bu otomobil, 100 HP’nin üzerinde güç üretebiliyordu. O dönemde inanılmaz bir seviye olan saatte 160 km/s hıza ulaşan Type 18, gerçek bir yarış safkanı ve aynı zamanda piyasadaki en hızlı yol otomobiliydi.
“Black Bess” Bugatti Legends: Otomobilin ilk günlerindeki en hızlı süper spor otomobilden günümüzün en hızlı süper spor otomobiline, tüm Legend otomobillerde olduğu gibi “Black Bess” de Bugatti Veyron 16,4 Grand Sport Vitesse temel alınarak geliştirildi. 1.200 HP güce sahip 8 litrelik W16 motoru, 3.000–5.000 d/d’de 1.500 Nm gibi eşi benzeri olmayan bir tork gücü üretiyor. Tavanı kapalıyken saatte 408.84 km/s maksimum hıza ulaşan Vitesse, bugüne kadar üretilmiş olan en hızlı üstü açık otomobil.
“Black Bess” Vitesse’nin gövdesi, tamamen karbon fiberden imal edildi ve aynı tarihsel selefi gibi tamamen siyah renge boyandı. Type 18 “Black Bess”in hemen göze çarpmasını sağlayan altın rengindeki vurgular da modern Bugatti’nin seçkin moda anlayışını yansıtıyor. Örneğin, Bugatti’nin gövde parçalarının bazıları 24 karatlık altınla kaplandı. Aynı şekilde, Bugatti’nin etkileyici at nalı logosunda da bu kıymetli malzeme kullanıldı ve böylece, siyah ön ızgaranın önünde parlayarak, Vitesse’in ön görünümünde gerçek bir ifade oluşturdu. Bu ifade, farların altından başlayan, arkaya doğru yan kanatların üzerinden kıvrılarak ilerleyen ve kapının bitiminde de sona eren altın rengindeki çizgilerle daha da vurgulu bir hale getirili.
Benzer bir şekilde parlak altın dokunuşlara sahip olan diğer unsurlar da otomobilin arkasındaki EB logosu ve yine aynı şekilde şirketin kurucusu Ettore Bugatti’nin baş harflerini siyah renkte yazıldığı siyah jantların yuvası. Ve, elbette “Black Bess” isim plakasını üzerinde taşıyan ve şık bir şekilde altın rengine boyanan yakıt deposu ile kapağını da unutmamak gerek.
“Black Bess” Legend Vitesse’in iç mekan döşemesinde de, en kaliteli deri kullanıldı. Tavan döşemesi, ayak boşluğu, koltuklar, uzatılmış orta konsol ve arka bölmede açık “Bej” ton kullanılırken, gösterge paneli, gösterge panosu, kapı çerçeve paneli ve kaput panelinde “Havanna” ile tezat oluşturuldu. Kırmızı “Crimson” deri ile kaplanan direksiyon simidiyle de tarihi Type 18 “Black Bess”e açık bir gönderme yapılıyor. Bu vurgu alınıyor ve koltukların dış yüzeyinde ve emniyet kemerlerindeki kırmızı dekoratif dikişlerde de devam ettiriliyor.
Kuşkusuz, kapı panelleri, otomobilin en etkileyici ayrıntıları arasında yer alıyor. Esasen bu, otomobilin iç mekan tasarımında yapılan en cesur projelerden biri. Her iki panel de “Havanna” deri ile kaplandı ve üzerine de hem tarihi Type 18 “Black Bess” hem de Roland Garros’un uçağı Mrane Saulnier Type H’nin çizimleri işlendi. Bu çizimler, aynı 1920’lerin başında lüks otomobillerin bileşenlerinin elle boyanması gibi derinin üzerine doğrudan elle işlendi. Bu çizimlerin bozulmalara ve çevresel etkilere maruz kalmaması amacıyla özel bir mürekkep ve yeni bir işleme yöntemi geliştirildi. Otomobil üretimi alanında daha önce hiçbir zaman geleneksel ayrıntılar bu kadar mükemmel bir şekilde uygulanırken, modern üretim standartlarıyla kalite standartları da yerine getirilemedi. Bu, Bugatti’nin yenilik alanındaki gücünün de bir teyidi. Ve aynı zamanda üç Legend otomobilin altı kapı panelinin de birbirinden farklı olması bireyselliğe de güçlü bir vurgu yapılıyor.
Buggatti’nin rafine malzemelerin kullanımı ve orijinal otomobillere azami derecede vefa gösterilmesi yönündeki talebi de otomobilin iç mekanında, sinyal kollarında ve orta konsol panelinde yüksek kaliteli gül ağacının kullanılmasında da görülüyor. Otomobilin iç kısmında da ayrıca altın görmek mümkün ve bej deri kullanılan ve tarihi otomobili gösteren bir çizimin elle işlendiği arka bagaj kapağındaki EB logosu da altından yapıldı.
Elbette, “Les Légendes de Bugatti” ismini taşıyan, bej renginde, deri kaplı orta konsol uzantısı, dans eden fil kabartması (bu modelde altın dokunuşlarla tamamlanan Legends Edition sembolü) ve Type 18 “Black Bess”in resmini taşıyan kapı eşikleri gibi Legend’in geleneksel özelliklerini de içinde barındırıyor.