Kategori arşivi: Haberler

Renault Sport Formula 1’e taze kan

Renault Sport Formula 1 Takımı İngiltere’nin başkenti Londra’da düzenlenen etkinlikle uluslararası medyanın ve takım ortaklarının önünde R.S.17’yi tanıttı.

Aralarında BP, Castrol ve MAPFRE’nin de yer aldığı yeni ortakları da ön plana çıkaran söz konusu lansman aynı zamanda Renault Sport marka kimliğini de ilk kez gözler önüne serdi. Bu yeni marka kimliği Renault Sport Racing ve Renault Sport Cars arasında daha güçlü bir bağ oluşturmak üzere tasarlandı.

Gücünü Renault Sport Racing’e ait R.E.17 motordan alan R.S.17 modelinde R.S.16’dan alınıp aktarılan her hangi bir parça bulunmuyor. Ekip, Formula 1’in en son yönetmeliklerini tam anlamıyla karşılayabilmek için her şeye sıfırdan başladı. Söz konusu araç Enstone, İngiltere ve Viry-Châtillon, Fransa’da Renault Sport Racing tarafından sıfırdan tasarlanan ilk Formula 1 otomobili olma özelliğini taşıyor.

Aracın lansman etkinliğinde Renault Grubu Satış ve Pazarlama Başkan Yardımcısı Thierry Koskas; Başkan Jérôme Stoll ve Renault Sport Racing İdari Direktörü Cyril Abiteboul ile birlikte Renault Sport Formula 1 Takımının üst düzey yönetimi, sürücüler ve Renault Sport Racing Özel Danışmanı Alain Prost da hazır bulundu.

R.S.17 modelini, yarış sürücüleri Nico Hülkenberg ve Jolyon Palmer tanıttı. Üçüncü ve yedek sürücü Sergey Sirotkin de ismi duyurulanlar arasındaydı.

Araç #RS17Launch etiketiyle lanse edildi.

2017 Renault Sport Akademisi’nin kadrosu da her biri 2017 boyunca Renault Sport Racing tarafından desteklenecek olan Jack Aitken, Max Fewtrell, Jarno Opmeer ve Sun Yue Yang isimleriyle teyit edildi. Jack GP3 Serilerinde; Max, Jarno ve Sun ise 30 araçlık tarihi Formula Renault Eurocup’ta mücadele edecek.

 

Citroen’den yeni konsept SpaceTourer 4×4

Citroën’in yakın bir dönemde Türkiye pazarında da lanse etmeye hazırlandığı; stil, çok yönlülük ve konforun üst düzeyde birleşimine sahip modern VIP Binek Van SpaceTourer, 2017 Cenevre Otomobil Fuarı’nda farklı bir yönünü daha, Citroën SpaceTourer 4×4 Ë Concept ile göstermeye hazırlanıyor. Seri üretim modelin güçlü yanlarını 4 çeker sistemleri üreticisi Dangel tarafından geliştirilmiş 4×4 sistemiyle destekleyen SpaceTourer 4×4 Ë Concept, her türlü zeminde tasarım, mutluluk ve öncü teknoloji tutkunları için muhteşem bir yol arkadaşı olacak. SpaceTourer 4×4 Ë Concept’in şık tasarımında, “Ë” adındaki ürün ve aksesuar koleksiyonunda yer alan renk ve stilleri kullanıldı.

 

Binek Van ve SUV özelliklerini birleştiren estetik ve enerjik tasarım

Estetik olarak Citroën SpaceTourer 4X4 Ë Concept, kabininde ve gövdesindeki renkler ve malzemeler konusunda ustaca bir yaklaşıma sahip. Keskin ve enerjik bir görünüşe sahip olan SpaceTourer 4×4 Ë Concept, VIP Binek Van ve SUV araçların en iyi özelliklerini bünyesinde bir araya getiriyor, her araziye uygunluk kabiliyetinin altını çiziyor.

 

Space Tourer 4×4 E Concept, orjinal tasarımı ve orjinal gövde boyası ile ön dikkat çekiyor. SpaceTourer 4×4 Ë Concept’in “Teknik Beyaz” renkli gövde kaplaması üzerinde “Teknik Gri” kamuflaj desenleri ayrıca bir fon oluştururken, kırmızı noktalardan oluşan süslemeler sayesinde de dinamizm duygusu vurgulanıyor. Aracın 19 inçlik koyu krom renkli jantlarındaki kırmızı detaylar gövdeyle uyum içerisinde. Ön kapılardaki 4×4 logoları, bagaj kapağında da kullanıldı. “Ë” logoları ise koyu renkli arka yan camlarda kendilerini gösteriyorlar. Ön ve arka tampon altlarındaki alüminyum korumaları, yan kapılardaki benzer detaylar ve tavan çıtaları ile arazi aracı vurgusu tamamlanıyor. SpaceTourer 4×4 Ë Concept’in en dikkat çeken aksesuarlarından bir diğeri de kar zinciri olan lastikleri.

 

Cenevre Otomobil Fuarı’nda sergilenecek olan SpaceTourer 4×4 Ë Concept, modelin 4,60 metrelik toplam uzunluğa sahip, XS olarak adlandırılan kısa dingil mesafeli kompakt ve dinamik versiyon üzerinden geliştirildi. Segmentinde 9 kişilik oturma kapasitesini bu boyutlarda sunarak bir ilki gerçekleştiren bu gövde seçeneği, ayrıca 1.90 metrelik yüksekliğiyle avantajlı bir hacim sunuyor. SpaceTourer 4×4 Ë Concept’te ise, kol dayamalarına sahip bağımsız arka koltuk kullanımlarına gidilerek 2+2 kişilik bir oturma düzeni sergileniyor.

 

SpaceTourer modelleri XS, M ve XL olarak 3 ayrı uzunluk sunarak hem ailelerin hem de profesyonellerin ihtiyaçlarını karşılıyor. Yerden yüksekliği arttırılmış gövdesi ve Dangel’in geliştirdiği 4×4 sistemiyle bu konsept, 2 metreden alçak olan toplam yüksekliğiyle yeni maceralardan ve bilinmeyene açılan keşiflerinizden döndüğünüzde çoğu park yerine girebilmenizi sağlıyor.

 

Markanın simgelerinden “Ë” harfinden esinlenilen aksesuar programı

Yeni konsept araç, 2016 Paris Otomobil Fuarı’nda dünya lansmanı yapılan “Ë” adındaki ürün ve aksesuar koleksiyonundan ilham alınarak tasarlandı. Bu ürünler için kullanılan harf, Citroën kimliğinin temel taşını oluşturan tekil harfe atıfta bulunuyor ve bir E’nin üzerine gelen çift nokta ile telaffüz ediliyor.

 

SpaceTourer 4×4 Ë Concept’in sürgülü yan kapıları açılınca, her bir bileşenin şık bir şekilde yerleştirildiği sıcak bir tasarım düzenine sahip olan etkileyici derecede geniş bir kabinle karşılaşılıyor. Geniş cam tavan iki ayrı bölmeyle kapatılabiliyor. Gösterge panelinde ve kaplamalarda kişiselleştirme detayları görülüyor. Mavi, beyaz ve kırmızı renk düzenindeki iç mekanda “Ë” koleksiyonundan ilham alınan grafik ögelere yer verildi. Citroen Advanced Comfort programı dahilinde geliştirilen iç mekanda beden ve zihin sağlığı için tam uyumlu koltuklar son derece konforlu bir karaktere sahip. Üst bölgeleri beyaz deri, altları gri alcantara kaplı koltukların her biri bağımsız hareket edebiliyor. Emniyet kemerlerinde olduğu gibi koltuklardaki şerit konturları “Ë” koleksiyonuna özel olan ince, kırmızı ve mavi ayrıntılardan oluşuyor. Segmentinde 9 kişilik oturma düzenini bu boyutlarda sunabilen tek araç olan SpaceTourer’in XS versiyonu hem aileler hem de profesyoneller için pratik çözümler sunuyor.

 

Segmentinde birer yenilik olan; bagaj kapağından bağımsız açılan arka cam ve her iki yanda yer alan “eller-serbest” sürgülü kapıları sayesinde SpaceTourer 4×4 Ë Concept’e iniş-binişler kolaylıkla gerçekleşiyor. Yolcular, kabin içinde farklı alanlara zekice yerleştirilmiş toplam 74 litrelik açık ve kapalı depolama alanlarına sahip. Arkada bir snowboard, hobi aksesuarları ve “Ë” koleksiyonundaki diğer ürünler için yeterli alan bulabilecekler. Konsept araçtaki dört koltuklu düzen, iki metreküplük yükleme hacmini mümkün kılmakta.

Dangel imzalı 4×4 sistemi ve üstün donanımlar

SpaceTourer 4×4 Ë Concept, maceracı görünüşü ve seri üretim modelden 60 mm daha yüksek olmasıyla eğlenceye adanmış yoğun yaşam bir biçimi için ideal bir yol arkadaşı. BlueHDi 150 S&S dizel motora sahip olan konsept araçta 6 ileri manuel şanzıman kullanılıyor. Dangel markasının geliştirdiği altyapı, Fransa’da istek üzerine diğer modellere de uygulanabiliyor.

 

Citroën SpaceTourer 4×4 Ë Concept, yeni nesil donanımları ile hayatı kolaylaştırıyor.

CITROËN Connect Nav: Ses tanıma veya 7 inçlik dokunmatik ekran ile kontrol edilen yeni 3D navigasyon sistemi.

Mirror Screen: Akıllı telefon uygulamalarının 7 inçlik tablette kopyalanması.

Head-up display: Sürücülerin önemli sürüş bilgilerini ön cam seviyesindeki şeffaf bir ekrandan takip ederken gözlerini yoldan ayırmaması.

Top Rear Vision: Geri görüş kamerası sayesinde tepeden 180° açıyla aracın arkasındaki alanın 7 inçlik dokunmatik ekrana yansıtılması.

Kör Nokta Takip Sistemi: Sürücünün kör noktasına bir araç girdiği zaman uyarı yapılması.

Hız sabitleyici ve trafik işaretlerini okuma: Sürücüleri hız sınırı konusunda bilgilendiren ve bu bilgilerin sürüş kontrolü ve hız sabitleyicisi ayarları için kullanılabilmesi.

Otomatik far fonksiyonu: Trafiğe bağlı olarak karanlıkta uzun ve kısa farlar arasındaki geçişlerin kontrol edilmesi.

Şeritten ayrılma ikazı sistemi: Araç sinyal kapalıyken şerit değiştirdiği zaman sürücülerin ikaz edilmesi.

Aktif Emniyet Freni: Frenleri sürücünün yerine devreye sokarak yaralanmaların azaltılması.

Çarpışma Riski İkazı: Çarpışma öncesinde sürücülerin ikaz edilmesi.

Adaptif Cruise Kontrol: Sürücülerin aracın hızını önündeki araca göre ayarlamasının sağlanması.

 

Audi’den üretimde drone devrimi

Son yıllarda günlük hayatımızın bir parçası haline gelen, video ve fotoğraf çekimi için kullanılmaya başlanmasının ardından birkaç yıl içinde çok çeşitli alanlarda kullanılan insansız hava araçları (Drone), kısa süre içinde otomobil üretiminde de kendilerine yer edinecek. Audi, Almanya’nın Ingolstadt kentindeki fabrikasında, ‘drone’ları otomobil üretiminde lojistik aracı olarak kullanmak için test uçuşlarını başlattı.

 

Ingolstadt Fabrikası’nda, seri üretim sırasında ihtiyaç duyulan parçalar hali hazırda zeminde kendi rotasını bulan akıllı araçlarla taşınıyor. Bu araçlar, önceden belirlenen rotaları takip ederek istenilen parçayı, istenilen zamanda belirlenen üretim alanına teslim ediyor. Her ne kadar bu süreç sorunsuz işlese de, bazı durumlarda acil bir teslimat gerektiğinde istenilen verim alınamayabiliyor. Audi üretim planlamacıları ve lojistik uzmanları, bu sorunu insansız hava araçlarıyla çözmeyi planlıyor. Bu süreçte, drone’lar ile yapılan ilk test uçuşları ve teslimatlar başarıyla tamamlandı.

 

İlk test uçuşu tamamlandı

Geçen yıl Eylül ayında, Ingolstadt’ta çalışma saatleri dışında gerçekleşen test uçuşlarında bir drone, önceden belirlenen rotayı takip ederek, fabrika içinde üretim alanında bir noktadan diğer noktaya teslimat gerçekleştirmeyi başardı. İlk test uçuşlarında güvenlik nedeniyle drone, uzaktan kumanda ile deneyimli bir operatör tarafından kontrol edildi. Yine güvenlik nedeniyle zeminde hareket eden akıllı araçlar ile aynı hızla saatte 8 kilometre süratle hareket eden drone’lar, uzmanlardan geçer not aldı.

 

Gelecekte otonom olarak uçacaklar

Audi “akıllı fabrika” kapsamında gelecekte kapalı üretim merkezlerinde kamera, GPS ve sensörlerle donatılmış drone’ları otonom olarak acil parçaların teslimatı yanında, fabrika içinde ulaşılması zor bölgelerin tamiratında veya bakımında kullanmayı veya herhangi bir ilk yardım durumunda alana gerekli tıbbi cihazların hızlı bir biçimde ulaştırılmasında kullanmayı öngörüyor.

Pirelli ticari alanda büyümesine devam ediyor

Türkiye ağır vasıta lastik pazarı 2016 yılında 1.7 milyon adedin üzerinde bir satış rakamıyla bir önceki yıla göre yüzde 4’lük bir artış gerçekleştirdi. ‘İkinci Marka’ olarak adlandırılan daha uygun bütçeli ürünlerin pazar içindeki ağırlığı da son 5 yılda olduğu gibi artmaya devam ederek, yüzde 23 seviyesine yükseldi.

 

Pirelli Grubu içerisinde en başarılı ülkelerden biriyiz

Pirelli Türkiye olarak, 2016 yılında hedeflerin üzerinde bir performans gerçekleştirdiklerini belirten Pirelli Endüstriyel ve Ticari Lastikler Ticaret Direktörü Gökçe Şenocak, ağır vasıta araç lastiği satışlarında Pirelli Grubu içerisinde yer alan en başarılı ülkelerden birisi olduklarını belirtti.

 

Türkiye’deki inşaat sektörünün büyümesine paralel olarak, pazarda ‘on/off’ segmentinin diğer segmentlere göre daha hızlı büyüdüğünü söyleyen Şenocak, “Bölgesel segmentte ise, pazardaki satışlar 2015 yılındaki adetlerinin az miktarda da olsa gerisinde kaldı. Pirelli olarak, 2016 yılında bölgesel segmentte Türkiye yollarına özel olarak geliştirilen R01 II Plus lastiklerimiz ile tüketiciye en optimum çözümü sunduk. On/off segmentte de Türkiye’nin en prestijli projelerinden olan 3. Havalimanı projesine lastik tedariğimizi artırarak devam ettirdik” dedi.

 

2017 yılı birçok sektör için nispeten daha zor bir yıl olacak

2017 yılının jeopolitik gelişmeler, kurlardaki değişim ve genel olarak dünya genelinde esen ekonomik korumacılık nedeniyle sadece ağır vasıta sektörü değil, birçok sektör için 2016 yılına göre nispeten daha zorlu geçeceğini söyleyen Şenocak şöyle devam etti: Tüm bu şartlara ek olarak ham madde maliyetlerindeki artış da pazardaki fiyatların artmasına sebep olacak. Bu nedenlerle de hem lastik bayilerinin hem de markaların finansal olarak daha kontrollü davranacağı bir yıl olacak. Pirelli Endüstriyel ve Ticari lastikler olarak biz, 2017 yılında ağır vasıta lastikleri pazar büyüklüğünde geçen yıla oranla, büyük bir değişim olmayacağını öngörüyoruz.”

 

Ağır vasıta araç lastiğine daha fazla odaklanma imkanına sahibiz

Türkiye pazarında otomobil ve ağır ticari araç lastiği satışını ayrı ayrı şirketler ile yürüten tek marka olduklarının altını çizen Şenocak, “Bu nedenle özellikle ağır vasıta araç lastiğine daha fazla odaklanma imkanı bulabiliyoruz. Pirelli Türkiye olarak 2017 yılı, birçok yeniliği yaşayacağımız bir yıl olacak. Filo odaklı satış modelimizle bu yıl yepyeni çözümler geliştiriyoruz. Bunlardan ilki; Fleet Tech adını verdiğimiz ‘Lastik Yazılım Programı’. 2016’da testleri ve adaptasyonu tamamlanan program, 2017 yılı başı itibariyle hem Pirelli hem de iş ortaklarımız tarafından aktif olarak sahada kullanılmaya başlandı. 2017 yılında yeni çözümlerimiz arasında yer alan Fleet Mobile ve Fleet Cube ise filolara sunacağımız yeni iki çözüm önerisi olarak dikkat çekiyor” dedi.

 

Filolara özel çözümler gerçekleştiriyoruz

Lastik hava basınçlarının tavsiye edilenden düşük olması, filoların en büyük gider kalemi olan yakıt kullanımını yüzde 63 artırdığını belirten Şenocak, “Bugün sahada yapılan tüm uygulamalar ise, sorunların sadece tespitini içeriyor. Pirelli 2017 yılı ile birlikte gerçekleştirdiği saha ziyaretlerinde sorunların tespit etmenin yanı sıra, Fleet Mobile ile Pirelli marka lastiklerde uygun hava basıncına kalibrasyon işlemini müşteri sahasında gerçekleştirerek sorunun çözümü noktasında adım atıyor. Fleet Cube ise, servis alanı olmayan müşteriler için sabit çözümler sunmaktır. Servis alanı olmayan veya yetersiz kalan filolara konteyner şeklinde mobil bir servis alanı kurarak filolara operasyon ve maliyetlerinde fayda sağlamayı planlayan Pirelli, iş ortakları ile beraber yürüttüğü bu projede, filo alanında uzmanlaşmış lastik personelleri ile filolara 360 derece çözüm sunuyor” dedi.

 

Kaplama lastik pazarı büyümeye devam edecek

2017 yılında kaplama lastik pazarının büyümeye devam edeceğini söyleyen Şenocak şöyle devam etti: “Kaplama lastik markamız olan Novateck için de verimli bir yıl olacak. Kaplama lastik pazarının bu yılda büyüyeceğini tahmin ediyoruz. Yine aynı şekilde kaplama lastik satışlarının yüzde 6 ile 8 oranında artmasını bekliyoruz. Hem satış hem de bayi kanallarımızda da buna yönelik projeler geliştirmeye de devam ediyoruz.”

Mercedes-Benz 50. yılını kutladı

1967 yılında Otomarsan ismiyle kurulan ve bu yıl 1 milyar Avro’yu aşan yatırımıyla Türkiye’nin en büyük yabancı sermayeli şirketlerinden biri olan Mercedes-Benz Türk, 2017 yılında 50. yılını kutluyor. Yarım asırdır Türkiye’de faaliyet gösteren şirket, resmi kuruluş yıldönümü için çalışanlarıyla bir araya geldi ve bu özel günü keyifli bir doğum günü etkinliği ile kutladı.

Mercedes-Benz Türk Direktörler Kurulu Başkanı Süer Sülün İstanbul’da bulunan Genel Müdürlük binasında, Mercedes-Benz Türk Otobüs Üretim Direktörü Bülent Acicbe Hoşdere Otobüs Fabrikası’nda ve Mercedes-Benz Türk Kamyon Fabrikası Üretim Direktörü Prof. Dr. Frank Lehmann Aksaray Kamyon Fabrikası’nda kuruluş yıldönümü kapsamında eşzamanlı olarak pasta kesti.

Şirketin 50. yaş gününü büyük bir aile olarak ve ailenin tüm fertleri ile bir arada kutlayabilmek adına tüm şirket çalışanlarının katıldığı ve üç farklı noktada düzenlenen etkinlikler için canlı yayın bağlantısı kuruldu.

Etkinlikte tüm çalışanlara teşekkür eden Mercedes-Benz Türk Direktörler Kurulu Başkanı Süer Sülün, şunları söyledi:

“Geçen yarım asırlık süre boyunca Mercedes-Benz Türk ailesi olarak birlikte büyüdük, birlikte ürettik ve hep beraber bir çok ilke, yeniliğe, başarıya ve rekora imza atarak şirketimizi Daimler AG’nin küresel ağı içerisinde çok önemli bir yere getirdik. Aynı zamanda Türkiye’de sektörümüzde öncü ve lider olduk. Ülke ekonomisine ve geleceğine katkı sağlamaktan gurur duyuyoruz. Bundan sonraki nice 50 yıllarda bu büyük ailenin yine aynı şevk ve kararlılıkla bu değerli mirası gururla ileriye taşıyacağını biliyorum. Büyük bir aile olmanın mutluluğunu paylaştığım siz Mercedes-Benz Türk çalışanlarına tek tek teşekkür ediyorum ve imza attığımız tüm büyük başarılar için sizleri kutluyorum.”

Mercedes-Benz Türk Aksaray Kamyon Fabrikası Üretim Direktörü Prof. Dr. Frank Lehmann ise şunları kaydetti:

“Geçtiğimiz yıl fabrikamızın 30. yılını kutladık. Kuruluş yıldönümünde açıkladığımız 113 milyon Avro’luk yeni yatırımın ilk sonuçlarını şirketimizin 50. yılında alacak olmamız bize mutluluk ve gurur veriyor. Bugüne kadar sayısız rekorlara ve başarılara imza atan siz değerli çalışanlarımızı kutluyorum. 50 yıldır sürdürdüğümüz başarı öykümüzü gururla ileriye taşıyacağımıza inanıyorum.”

Mercedes-Benz Türk Otobüs Üretim Direktörü Bülent Acicbe ise 50 yıllık yolculukta emek veren Mercedes-Benz Türk çalışanlarına teşekkür ederek konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bugün Daimler’in küresel üretim, AR&GE ve IT ağı Mercedes-Benz Türk olmadan düşünülemiyorsa bunda 50 yıldır verilen emeklerin çok büyük payı var. Bu süre zarfında Mercedes-Benz Türk Hoşdere Otobüs Fabrikası hem üretim hem de ihracatıyla önemli başarılara imza attı. Bundan önce olduğu gibi bundan sonra da geleceğe tüm gücümüzle birlikte ilerleyeceğiz.”

Renault Trezor En Güzel Konsept Otomobil Ödülünü Aldı

Paris’te düzenlenen 32. Festival Automobile International Renault TREZOR’u “2016’nın En Güzel Konsept Otomobili” seçti.

“Tasarım stratejimizi sürdürmek için bize ilham veren bu ödül için jüriye teşekkürlerimi sunarım,” diye duygularını ifade etti Renault Tasarım Direktörü Laurens van den Acker. “TREZOR’un taşıdığı güçlü ve duygu dolu hatlar, gelecekteki modellerimize ilişkin tasarım ve teknoloji konusunda ipuçları veriyor. Ayrıca yakın zamanda gözler önüne serilecek olan yeni bir Renault konsept otomobiller döngüsünün de başlangıcını oluşturuyor.”

“Jüri bu ödülün TREZOR’a verilmesini uygun buldu çünkü son derece güzel, duygu dolu ve zarif,” diye duygularını ifade etti Festival Automobile International Başkanı Rémi Depoix. “TREZOR, bir kopnsept otomobile verilebilecek en somut örnek ve bizler de tasarımı ve detaylara verilen önem arasındaki ilişkiyi değerlendirdik. TREZOR’un, Renault’nun gelecekteki modellerine ilham verecek hassas bir yaratıcı çalışma olduğunu düşünüyoruz.”

Renault TREZOR sıcak, duygu dolu ve zarif hatlara sahip. Aracın ön kısmında son derece iddialı C formunda far imzası bulunuyor. Renault’nun gelecekteki modellerinin tasarmı, TREZOR’un DNA’sından ilham alacak ve çizgileri daha akıcı hem daha olgun hale gelecek.

TREZOR’un iç tasarımı sürüş keyfine vurgu yapıyor. Aracın iç mekânında kokpit konseptine sahip büyük bir dokunmatik ekran yer alıyor. Bu kişiselleştirilebilir, internet bağlantılı ara yüz, ahşap ve deri olmak üzere prestijli malzemelerle çevrili. Gelecekteki Renault modellerinin iç mekanları da TREZOR’un zarif tasarım trendi ve internet bağlantılı teknolojilerinden ilham alacak.

Bosch Rexroth ve Audi el ele verdi

Audi, 2017 yılı itibarıyla Avrupa fabrikalarında Bosch Rexroth’un kaynak kontrolörlerini kullanmaya başlayacak. Yeni birleşik kontrol sistemi, kaynak kontrolü ile kaynak tabancasının doğrudan tahrik sistemini birbirine bağlayacak. Bu gelişmiş çözüm, doğru güç kullanımını artırarak ve çevrim süresini kısaltarak daha yüksek bir süreç performansı sunacak. Sistem sağlayıcısı olan Bosch Rexroth transformatör tedarik ediyor, eğitimler veriyor ve sahadaki müşteriye hem devreye alma hem de operasyonlar süresince destek sunuyor.

Yeni kaynak teknolojisi modern otomobillerin hafif yapısı sonucu ortaya çıkan gereksinimleri karşılıyor. Alüminyum, yüksek çekme dayanımlı çelik, plastik ve diğer malzemelerin artan kullanımı, otomobil gövdelerinin yapımında kullanılan malzeme sayısının yükseldiği anlamına geliyor. Bu da güvenli bağlantı noktaları oluşturmayı zorlaştırdığından, kaynak noktalarının iyileştirilmesi için daha yüksek teknolojiye ihtiyaç duyuluyor.

 

Bosch Rexroth, ürün ve uygulama alanındaki uzun süreli deneyimlerinden yola çıkarak güvenli kaynak denetimi PSI6000 ve akıllı tahrik sistemi IndraDrive Cs’den oluşan yeni bir çözüm sundu. Bu çözümde kaynak tabancasının tahrik kontrolü, robottan çıkıp doğrudan kaynak kontrolüne geçiyor.

 

Düşük işletim maliyetleri ve daha kısa çevrim süresi

Orta frekans dönüştürücü ve entegre bir süreç izleme özelliği olan Rexroth kaynak sistemi PSI6000, test çevrimlerini genişleten, yüksek bir kaynak nokta kalitesi sunuyor. Böylece operasyon maliyeti azalıyor ve üretim sistemi daha esnek hale geliyor. Bosch Rexroth, kanıtlanmış teknolojisini, kompakt servo tahrik sistemi IndraDrive Cs ile bir araya getiriyor. Böylece kaynak kontrolü, sürücünün de doğrudan kontrolünü sağlıyor. Akım, zaman ve güç unsurlarının en uygun şekilde senkronize edilmesi çevrim süresini kısaltıyor. Aynı işletim ara yüzü, kaynak kontrolü ve servo tabancası kontrolünün programlanmasını ve arızalarının giderilmesini kolaylaştırıyor. Guenther Widmann, “Birleşik kontrolörler, güvenli kaynak kalitesi ve ekonomik verimlilik konusundaki yüksek beklentilerimizi karşılıyor. Aynı zamanda Bosch Rexroth, devreye alma ve destek konularında sunduğu yüksek kalite ile güvenilir bir iş ortağı olduğunu kanıtladı” dedi.

 

Önemli teknik veriler

Yüksek hassasiyet: Lineer olmama < ±1 mm RS-422 çıkış sinyali (1.024 atım/com)

-40 °C ile +70 °C arasında geniş sıcaklık aralığı Deniz suyunda yüksek basınç direnci (IP68, 10 bar)

Patlama olasılığı bulunan ortamlar için onaylı (ATEX bölge 1)

Rolls-Royce’den farklı bir model daha

İpeğin tarihte krallara layık ve imparatorlara özgü gücü yansıtan bir sembol olarak rol oynaması göz önüne alınarak, RollsRoyce Motor Cars Bespoke tasarım ekibi kişiye özel lüks otomobil üretiminin RollsRoyce demek olduğunu doğrulayan tek seferlik göz kamaştıran bir otomobil yarattı.

Modern konforun gerçekliğini yansıtırken Serenity, kusursuz dokumalarıyla gösterişli lüks otomobil iç dünyasını baştan yaratacak. Bu özgün tasarım sadece RollsRoyce Motor Cars’ın sunabileceği sanatçılık, yaratıcılık ve ayrıntıcılığın bir kanıtı.

Markanın Bespoke tasarım ekibi bu otomobili üretirken krallara ve kraliçelere, imparatorlara ve imparatoriçelere yaraşan Rolls-Royce otomobillerinin gösterişli iç tasarımlarından ilham alırken aynı zamanda Avrupa mobilyasının çağdaş yorumlarıyla Japon Kraliyet Kimono tasarımlarını yenilikçi, modern ve huzur verici bir şekilde RollsRoyce iç tasarımına uygulamak adına birleştirmişlerdir.

Ford’dan bir başarı daha

Ford Başkan ve CEO’su Mark Fields, “Önümüzdeki on yıl otomobillerin otonom olmasıyla tanımlanacak ve otonom araçların toplumdaki etkisi, Ford’un hareketli montaj hattının 100 yıl önce yaptığı gibi olacak” dedi. Fields sözlerine “Ford bir yandan otomotiv ve mobilite şirketi olarak büyürken, pazara otonom araç sunma konusundaki öncülüğümüzü de güçlendirecek ve aynı zamanda bu teknolojiyi başkalarına da lisanslamamızı sağlayacak olan Argo AI’ya yaptığımız yatırımın paydaşlarımız için önemli bir değer yaratacağına inanıyoruz.” Şeklinde devam etti. Ford’un sanal sürücü sistemini geliştiren mevcut ekip, otonom araçların beyni olacak olan yazılımı Argo AI’nın robotik yeteneği ve uzmanlığıyla birleştirecek. Bu inovatif ortaklık Ford’un SAE 4 seviyesindeki otonom araçlarına yönelik sanal sürücü sistemini sunmak için çalışacak.

Bu süreçte Ford, otonom araç platformu, sistem entegrasyonu, iç ve dış tasarımı, üretimi ve uyumluluk tescil prosedürlerini yürütmeye devam edecek. Argo AI, Ford’un otonom araç yazılım geliştirme çalışmalarına ortak olarak sürücüsüz otomobillerin ticarileşmesini güçlendirecek.Bu yılın sonuna kadar, Argo AI’nin Pittsburgh’taki merkezinde, Güneydoğu Michigan ve Kaliforniya Körfezi’ndeki yerlerinde 200’den fazla ekip üyesinin çalışması bekleniyor

Türkiye’nin öncü otomotiv sanayi şirketi Ford Otosan, 2016 yılı finansal sonuçlarını açıkladı. Ford Otosan, 2015 yılında elde ettiği ihracat liderliğine 2016 yılında da devam etti. Toplam satış adetlerinin %2 daraldığı 2016 yılında satış gelirleri olumlu satış miksi, fiyatlama politikası ve güçlü ihracat sayesinde %9 artarak 18 Milyar TL. olan Ford Otosan’ın ihracat gelirleri %15 artarak 12 Milyar TL oldu. Yurtiçi satış gelirleri 6 Milyar TL olan Ford Otosan, bir önceki yıla göre %13 artışla 955 Milyon TL net kâr elde etti.

Ford Otosan, 333 bin 749 adetle Türkiye ticari araç üretiminin %62’sini, 257 bin 246 adetle ihracatının %65’ini tek başına gerçekleştirdi. Zorlu bir yıl olan 2016’da kapasite kullanım oranını %80 seviyesinde korudu. Türkiye’nin ticari gücü Ford Otosan’ın ticari araç liderliği 2016 yılında da, %30 pazar payıyla devam etti. Türk mühendisliğinin gururu Ford Courier ise pazara sunulduğu günden bu yana elde ettiği başarısını sürdürerek yine yılın en çok satan hafif ticari araç modeli oldu. Ford Otosan, toplam otomotiv pazarında 2016’yı 3. sırada kapadı.

Ford’un Avrupa ticari araç liderliği Ford Otosan ile devam etti

Avrupa ticari araç pazarı 2016 yılında %12 büyürken, Ford Avrupa ise %13,2 pazar payıyla liderliğini sürdürdü. Ford’un önümüzdeki dönemde liderliğini sürdürme hedefi ve Avrupa’da satılan Transit araç gamının %81’inin Ford Otosan tarafından üretilmesi, şirketi bu büyümeden en fazla faydalanacak konuma getirdi.

Haydar Yenigün: “Dijital dönüşüm ve inovasyon odağıyla çalışmalarımıza şevkle devam edeceğiz”

Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün şirketin 2016 yılı sonuçlarıyla ilgili şu açıklamaları yaptı; “Sanayide yaratıcılığın, güvenilir üretimin ve başarının uzun soluklu bir yol olduğunun bilincindeyiz ve ülkemiz için artan oranda katma değer sağlamak için çalışıyoruz. Kur hareketliliği, ÖTV ve toplumsal gelişmelerden dolayı zor bir dönemden geçilen 2016 yılında, Ford Otosan olarak üretime ve değer katmaya odaklandık. İç pazarda ticari araçlarda kârlı büyüme stratejimiz ve güçlü ürünlerimizle liderliğimizi sürdürdük, sonuç olarak yılı güçlü finansal sonuçlarla tamamladık. 2016 yılında Ford Otosan açısından başardığımız önemli dönüm noktalarından biri de; Türk mühendisliğinin gururu, fikri ve sınai hakları yüzde yüz Ford Otosan’a ait olan Ecotorq motorumuzu hattan indirmek oldu. Yeni Ford Trucks kamyon ve çekicilerimizi pazara sunduk ve ağır ticari araç pazarında tarihimizdeki en yüksek pazar payını elde ettik. Önümüzdeki dönemde de, “Türkiye’nin en değerli ve en çok tercih edilen sanayi şirketi” olma vizyonumuz doğrultusunda dijital dönüşüm ve inovasyon odağıyla çalışmalarımıza şevkle devam edeceğiz.”

Otonom araç için Ford’dan dev yatırım

Ford Motor Company, 2021 ylında pazara sunacağı otonom aracın sanal sürücü sistemini geliştirmek amacıyla Argo Al şirketine önümüzdeki 5 yıl boyunca 1 milyar $ yatırım yapacağını ve bu teknolojinin farklı markalara da lisanslanabileceğini duyurdu. Google ve Uber’in eski yöneticilerinin bir araya gelerek oluşturduğu Argo AI, Ford’un içinden ve dışından, otonomi konusunda çalışan mühendis ve robot bilimcileri bir araya getirecek. Robot teknolojisi ve yapay zeka konularında uzman kişilerin liderliğini ise Argo AI kurucuları, şirket CEO’su Bryan Salesky ve COO Peter Rander yürütecek. Brayn Salesky ve Peter Rander, Carnegie Mellon Ulusal Robot Teknolojisi Mühendisliği Merkezi mezunu ve sırasıyla Google ve Uber’in otonom sürüş takımlarının eski liderleri olma özelliğine sahipler.

Ford Başkan ve CEO’su Mark Fields, “Önümüzdeki on yıl otomobillerin otonom olmasıyla tanımlanacak ve otonom araçların toplumdaki etkisi, Ford’un hareketli montaj hattının 100 yıl önce yaptığı gibi olacak” dedi. Fields sözlerine “Ford bir yandan otomotiv ve mobilite şirketi olarak büyürken, pazara otonom araç sunma konusundaki öncülüğümüzü de güçlendirecek ve aynı zamanda bu teknolojiyi başkalarına da lisanslamamızı sağlayacak olan Argo AI’ya yaptığımız yatırımın paydaşlarımız için önemli bir değer yaratacağına inanıyoruz.” Şeklinde devam etti. Ford’un sanal sürücü sistemini geliştiren mevcut ekip, otonom araçların beyni olacak olan yazılımı Argo AI’nın robotik yeteneği ve uzmanlığıyla birleştirecek. Bu inovatif ortaklık Ford’un SAE 4 seviyesindeki otonom araçlarına yönelik sanal sürücü sistemini sunmak için çalışacak.

Bu süreçte Ford, otonom araç platformu, sistem entegrasyonu, iç ve dış tasarımı, üretimi ve uyumluluk tescil prosedürlerini yürütmeye devam edecek. Argo AI, Ford’un otonom araç yazılım geliştirme çalışmalarına ortak olarak sürücüsüz otomobillerin ticarileşmesini güçlendirecek. Bu yılın sonuna kadar, Argo AI’nin Pittsburgh’taki merkezinde, Güneydoğu Michigan ve Kaliforniya Körfezi’ndeki yerlerinde 200’den fazla ekip üyesinin çalışması bekleniyor

Makyajlı Leon satılmaya başlandı

Yeni SEAT Leon’un 1.2 TSI 110 HP Style modeli 75 bin 400 TL’den başlayan tavsiye edilen anahtar teslim fiyatla satışa sunuluyor. Markanın tarihindeki en büyük ürün atağı kapsamında geliştirilen Yeni Leon, bugüne kadar Leon Ailesi’ni başarıya taşıyan tasarım, dinamizm, keyif ve kullanım kolaylığı gibi unsurları daha da geliştiriyor. “Leon Formülü” olarak tanımlanan, tasarım ve işlevselliğe dayanan bu formülün geldiği en son nokta olan Yeni Leon, markanın başarı hikayesini devam ettirmeyi hedefliyor.

Sürüş destek sistemleri, güvenlik sistemleri ve bağlanabilirlik ile ilgili yeni teknolojileri barındıran Yeni SEAT Leon, 5 kapılı ve ST gövde seçenekleri ile sunuluyor.

 

Daha keskin, daha ahenkli bir tasarım

Leon’un başarısındaki ana sebeplerden biri kuşkusuz göz alıcı tasarımına dayansa da yeni versiyonunda bazı değişiklikler yapıldı. SEAT Tasarım Direktörü Alejandro Mesonero Romanos bunu “Yeni SEAT Leon da her şey değişmesine rağmen aslında hiçbir şey değişmedi diyebiliriz. Çok cazip bir model olan Leon’un imajinı değiştirmek gerekmiyor, sadece güçlendirmek ve tazelemek gerekiyordu.” diye özetliyor.

 

Dış tasarımına bakıldığında Yeni SEAT Leon’da ön ve arka bölüm daha keskin ve iddialı hatlara sahip hale gelirken; sert yatay hatların belirginliği ön ve arkada azaltıldı. Böylece otomobil, keskin ve agresif tasarımının yanı sıra aynı zamanda daha ahenkli bir görünüm de elde etti. Bir başka yenilik ise, otomobilin algılanan büyüklüğünü artırmak için, ızgarayı – normalde daha üst araç kategorisinde bulunabilecek olan – daha zengin bir krom kullanarak, 40 mm. daha büyütmek oldu. Karakter, kalite açısından dış kısımda olduğu kadar iç kısımda da güçlendirildi.

Yeni Leon’un içinde yer alan LED ambiyans aydınlatması, yeni tasarlanan 8 inçlik ekran üzerinden sürücünün isteğine göre ayarlanabilir özellikte tasarlandı. Yeni geliştirilen Full-LED teknolojili dış aydınlatma sistemleri ise, en kötü hava şartlarında bile iyi performans gösteren yeni arka lambalar ve ön farlar nedeniyle özellikle belirtilmeye değer hale geldi. Üstelik LED teknolojisi sinyaller ve sis lambalarında da kullanıldı.

 

Geniş motor yelpazesi

Yeni Leon 110 hp ile 150 hp arasında uzanan güç değerlerine ve olağanüstü tork rakamlarına sahip tümü turbo olan motor yelpazesiyle sunuluyor. Yeni SEAT Leon’un geniş motor yelpazesi, dizel ve benzinli versiyonları kapsıyor. Dizel motorlar arasında 115 hp gücünde yeni bir 1.6 TDI motor bulunuyor. Bu motor hem otomatik hem de manuel şanzımanla sunuluyor ve 4,0 litrelik düşük yakıt tüketimi ile dikkat çekiyor.

 

SEAT Leon’da sunulan benzinli motorların gücü 110 hp ile 150 hp arasında değişirken, 1,0 litre TSI üç silindirli 115 beygir gücündeki motor en yeni ve farklı versiyonu oluşturuyor. Bu Ecomotive motor 4,4 litrelik düşük yakıt tüketimi ile dikkat çekerken, CO2 emisyonu da ortalama 102 g/km seviyesinde kalıyor.

 

Yeni XCELLENCE trim

SEAT Leon, üç ekipman serisi ile sunuluyor: Style, FR ve XCELLENCE. Giriş seviyesi Style donanım, yalnızca cazip bir fiyat sunmakla kalmıyor, aynı zamanda 16” alüminyum alaşımlı jantlar, LED Gündüz Sürüş farları, elektrikli park freni, otomatik klima gibi günlük yaşamda gereksinim duyulan tüm özellikler ile yedi hava yastığı, XDS ve Arka Park Sensörü gibi güvenlik sistemlerini de sunuyor.

 

FR donanımı ise ek olarak 17” alüminyum alaşımlı jantlar, sunroof, Full LED Farlar, 8” bilgi-eğlence ekranı ve ön park sensörlerine sahip.

 

Leon ile satışa sunulan yeni donanım paketi ise serinin konfor özellikli donanımı olan XCELLENCE. Leon XCELLENCE, krom tasarımlı ön ızgara, yeni ön ve arka tamponlar, krom yan cam çerçeveler ve 17” alüminyum alaşımlı jantlarıyla parlıyor. XCELLENCE paketi aynı zamanda Full LED ön farlar, ön-arka park sensörleri, KESSY Anahtarsız Giriş ve Çalıştırma Sistemi, Geri Görüş Kamerası, sunroof ve 8” bilgi-eğlence ekranını da içeriyor.

 

Yeni Leon’da en yeni Sürücü Destek Sistemleri

Yeni Leon, SEAT’ın Ateca ile başlattığı gelişmiş sürücü destek sistemleri seçeneklerini de barındırıyor. Opsiyonel Trafik Sürüş Asistanı, Adaptif Hız Sabitleme sistemi, Acil Durum Asistanı ve Uzun Far Asistanı bu teknolojilerin başlıcaları. Yeni SEAT Leon’da ayrıca tüm donanımlarda Elektrikli Park Freni standart olarak sunuluyor.

 

Bağlanabilirlikte son nokta

Birçok sürücü için, bağlanabilirlik (Connectivity) özellikle şehir yaşamında, dijital dünya ile iletişimde öncelikli yere sahip. SEAT markası da en son nesil Easy Connect eğlence ve bağlanabilirlik sistemi Full Link ile bunu kullanıcılarına sunuyor. Media System plus, 8 inçlik ekranı ile kullanım kolaylığı sunarken, yeni nesil bilgi eğlence sistemlerinin zirvesini oluşturuyor. Merkezi gösterge panelinde kolaylıkla ulaşılabilen Kablosuz Şarj Ünitesi akıllı telefon şarjını ilk defa olarak kablosuz yapmayı mümkün kılıyor ve tavan anteninin otomatik eşleşmesi sayesinde daha iyi bir sinyal çekişi sağlıyor. Full Link hemen hemen tüm akıllı telefon kullanıcıları için bağlanabilirlik dünyası anlamına geliyor. MirrorLink’in yanı sıra Full Link, Apple CarPlay ve Android Auto (Türkiye’de henüz kullanılmamaktadır) fonksiyonlarını da içeriyor. Full Link, Leon’un bilgi-eğlence sistemi üzerinden akıllı telefonları ve uygulamalarını güvenli bir şekilde çalıştırılmasını sağlıyor.

 

Türk Traktör 10 yıldır zirvede

Türk otomotiv sektörünün halen faaliyette olan en köklü üreticisi TürkTraktör, 2016 yılına ait finansal sonuçlarını açıkladı. TürkTraktör, Ankara ve Sakarya Erenler’de bulunan fabrikalarında 2016 yılında toplam 46 bin 31 adet traktör üretimi gerçekleştirdi. Yurtiçi pazardaki satışlarını hız kesmeden yılın son çeyreğinde de sürdüren şirket, bu alanda da yeni bir rekora imzasını attı. Yurtiçi satış adedini çeyrekler bazında %23 oranında artıran TürkTraktör’ün yıl boyunca yurtiçi pazarda yaptığı toplam satış ise 33 bin 605 adede ulaştı. Şirketin yurtdışı satışları ise 2016 yılında 12 bin 625 adet olarak gerçekleşti.

 

Türkiye’nin traktör devi, 2016’da hayata geçirdiği çalışmalar sonucunda yılı 3,4 milyar TL’lik toplam ciroyla tamamlayarak yine çok başarılı bir sonuca daha imza attı. Şirketin yurtiçi cirosu geçtiğimiz yıla göre %14’lük bir artışla 2,5 milyar TL ; yurtdışı cirosu ise %4 oranındaki artışla 974 milyon TL’ye yükseldi.

 

Türkiye traktör pazarının son 10 yıldır kesintisiz lideri olan TürkTraktör, yıl boyunca kârlılığını da artırmayı sürdürdü. 2016 yılsonu sonuçlarına göre şirketin FAVÖK tutarı 512 milyon TL’ye çıkarak bir önceki yıla göre %23’lük bir artış gösterirken şirketin net kârı ise geçen yıla göre %44 oranında artarak 370 milyon TL olarak gerçekleşti.

 

TürkTraktör Genel Müdürü Marco Votta:

“Türkiye pazarındaki kesintisiz liderliğimizi 10. yılına taşıdık ”

 

TürkTraktör Genel Müdürü Marco Votta; 2016 yılı ve çalışmalarıyla ilgili olarak şu değerlendirmeyi yaptı:

“2016, hem dünyada hem de Türkiye’de farklı gündemlerle birlikte oldukça hareketli geçen ve değişimlerin yaşandığı bir sene oldu. Buna rağmen dünyanın en büyük 4. traktör pazarı olan Türkiye’de bu pazar 2016 yılında rekor derecede büyüdü. TürkTraktör olarak, daha önceki yıllarda da olduğu gibi 2016’da işimize odaklandık: Daha çok çalışmak, üretmek ve koymuş olduğumuz tüm hedeflerimize ulaşmak… Yıl boyunca da tüm çalışmalarımızı bu yaklaşımla sürdürdük.

Kuruluşumuzun 62. yılı olan 2016’da 800 bininci traktörümüzü ürettik; hem New Holland hem Case IH markalı traktörlerimizin yeni serilerini çiftçilerimizle buluşturduk. Ar-Ge tarafındaki çalışmalarımızla farkımızı yine ortaya koyduk ve çiftçilerimizin hayatını kolaylaştıran ürünleri piyasaya sunmaya devam ettik. Üretimdeki rekabet gücümüzü Dünya Klasında Üretim (World Class Manufacture) metodolojisi ile yaptığımız planlı iyileştirme ve geliştirme çalışmalarımız sayesinde 2016’da da sürdürdük. Bunun bir sonucu olarak Ankara fabrikamız “Bronz Fabrika” ünvanını almaya hak kazandı. İnsan kaynaklarından ihracata, teknolojiden Ar-Ge’ye uzanan geniş bir yelpazedeki ödüllerimize, yenilerini eklemenin gururunu yaşadık.”

 

Yurtiçi traktör pazarı %5 büyüme ile rekor kaydetti

Son 30 yılda toplamda 18 yılı pazar lideri olarak tamamladıklarını belirten Marco Votta; “Bu önemli pazardaki kesintisiz liderliğimizi 10. yılına taşımanın mutluluğunu yaşıyoruz. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı rakamlara baktığımızda; 2016 yılında yurtiçi traktör pazarının bir önceki yıla göre %5 büyüyerek 70.205 adede yükseldiğini görüyoruz. Bu da Türkiye traktör pazarı için yeni bir rekor demektir” dedi.

 

TürkTraktör’ün Kurumsal Sosyal Sorumluluk projesi:

Filizlerin Mucizeleri ile tarım ve otomotivde kadın istihdamını artırmayı hedefliyor

Kurumsal Sosyal Sorumluluk çalışmalarına bir yenisini ekleyen TürkTraktör’ün son projesi “Filizlerin Mucizeleri” hakkında Marco Votta; “Tarım ve otomotiv alanında kadın işgücünün ve girişimciliğinin arttırılmasını desteklemek üzere hayata geçirdiğimiz ‘Filizlerin Mucizeleri’ projesi; aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliği yaklaşımımızın da bir ürünü. Bu projemizi Eğitim, Tarımsal Üretim ve İstihdam olmak üzere 3 farklı konuyu sahiplenecek şekilde tasarladık. Kadın istihdamını artırmak için sürekli çalışmalara devam ederken, eğitim ayağında 5 ilde 58 mesleki ve teknik anadolu liselerini ziyaret edecek ve yaklaşık 3 bin kız öğrenciyle bir araya geleceğiz. Öğrencilere burs ve staj imkanı sağlayacağız” dedi.

 

Marco Votta, projenin Tarımsal Üretim ayağında ise kadın çiftçi ve aileleri ile bir çalışma başlattıklarını belirtti: “Projemize katılan kadın çiftçilerimiz ve ailelerine Türkiye’de henüz yaygınlaşmamış özel bir bitkinin yetiştiriliciği konusunda destek veriyoruz. Çiftçilerimize ekimden hasata, girişimcilikten pazarlamaya, organik tarımdan sağlıklı beslenmeye kadar farklı alanlarda eğitimler verirken; yetiştirilecek karabuğdayla da yöre ve ülke ekonomisine katkı sağlamayı hedefliyoruz. Emeği geçen tüm proje ortaklarına da teşekkür ederim.”

 

TürkTraktör – 2016 Yılı Sıralama ve Ödülleri

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) – İhracat Şampiyonları Sıralaması

Genel Sıralama – 27. Sıra / Makine ve Aksamları Kategorisi – 1 . Sıra

İstanbul Sanayi Odası (İSO)

Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Sıralaması 24. Sıra

Fortune 500 Türkiye Araştırması 45. Sıra

Capital 500 Türkiye Araştırması 53. Sıra

Brand Finance Marka Araştırması 32. Sıra

Stevie®Awards 2016

Yol Haritam ve Parlayan Yıldızlar Projeleri / Gümüş Ödül

Ankara Sanayi Odası (ASO)

Onur, İhracat, Kurumlar Vergisi ile Ar-Ge&Patent olmak üzere 4 Ödül

TürkTraktör 2015 yılı Faaliyet Raporu

Uluslararası ARC Ödülleri / Bronz Ödül

Creativity International Awards / Gümüş Ödül

TürkTraktör Ankara Fabrikası

WCM (World Class Manufacturing – Dünya Klasında Üretim) ‘Bronz Fabrika’ Seviyesi

SAP

TürkTraktör ERP Projesi – ‘Yılın Dijital Dönüşüm’ Ödülü

 

Etkileyici rengi ile Lancia Fulvia açık arttırmada

Lancia’nın tasarım konusunda iddialı modellerinden olan Fulvia  1.3s bir açık arttırmada satışa sunuldu. 1973 yılında İtalya’da ki ilk sahibine teslim edilen model, şu an İngiltere’de bulunan 3. Sahibinin elinde. 2014 yılından beri 3. Sahibinde olan model 108 Bin Km bandını devirmiş. Modelde fren kaliperleri ve sıvıları özenle değiştirilmiş. Tütün rengi derisi  ve dikişli detaylarıyla iç mekan oldukça şık. Modelde hiçbir yıpranma belirtisi bulunmuyor. İlk günkü tazeliğini koruyan model iştah kabartıyor.

Modelde 1.3 litrelik V4 motor bulunuyor. Lancia Fulvia S bu ünite ile tam 90 Hp güç üretiyor. V4 silindirler motora 45 derecelik bir açı ile yerleştirilmiş. Modelin orijinal bakım kitabı hala üzerinde saklı. Müzayedede satılacak olan modelin başlangıç fiyatı ise belli değil.

McLaren 12C’yi pert etti

Bazı modeller ciddi sorumluluk ve beceri ile yol üstünde yürütülmeli. McLaren 12C ise bu modellerden biri. Videoda yer alan sürücü bu iki beceriye de sahip değilmiş gibi görünüyor. Bu sebepten dolayı sürüş esnasında aracı tamamen parçaladı. Videoda yanında yer alan eğitmenin gayet sakin olduğu gözlerden kaçmıyor. Sürücünün ise başının belada olduğunu düşünebilirsiniz. Modelin tüm aksları tamamen parçalanmış durumda. Sürücü için ciddi bir fatura çıkarılacak diye de düşünebilirsiniz. Ancak 99$’a yapılan kasko müşterinin kesinlikle hayatını kurtarmış.