İlk Wraith Black Badge Türkiye’de

Rolls Royce Motor Cars İstanbul, ilk Wraith Black Badge’i Türkiye’ye getirdi.

Düzenlenen basın toplantısı ile tanıtımı yapılan aracın özellikleri, Rolls Royce Motor Cars Doğu Avrupa Kurumsal İlişkiler Direktörü Frank Tiemann ve Rolls Royce Motor Cars İstanbul Marka Müdürü Hilal Aysal tarafından katılımcılarla paylaşıldı. Toplantıda yeni modele, Türkiye’den de siparişlerin olduğu bilgisi verilirken Wraith ve Ghost’un mevcut olan Black Badge sürümlerinin, bu aydan itibaren Türk koleksiyonerlerine teslim edileceği belirtildi.

Diğer modellere göre daha koyu bir renge sahip olan Wraith Black Badge’in ön ızgara çevresi, bagaj kapağı, alt hava girişindeki son işlemci ve egzoz karartılmış krom özelliğine sahip. Buna ek olarak, her Black Badge motorlu otomobilin ön, yan ve arkasındaki ünlü Rolls-Royce logosu, Rolls-Royce’un ‘Black Badge’ isimli alternatif gerçekliğe girmesiyle öne çıkıyor ve siyah zemin üzerinde gümüş halini alıyor. Marka yeni modelinde simgesini de değiştirmiş durumda.

“TEK SEÇENEK SİYAH DEĞİL”

Yeni model hakkında ayrıntılı bilgi veren Rolls Royce Motor Cars İstanbul Marka Müdürü Hilal Aysal gelişen dünya ile birlikte yeni kullanıcıların gün geçtikçe daha farklı isteklerde bulunmaya başladıklarını söyledi. Son modelin de bu istekler doğrultusunda ortaya çıktığını dile getiren Aysal, “İnsanların hızlı gelişen dünyada artık çok fazla vakitleri yok, her saniye her yerde olmak zorundalar. Aslında bu model markanın ikinci kişiliğini yansıtıyor. Daha asi, daha sert, daha dinamik ve daha hızlı bir görünüme sahip. Özellikle dizaynında değişiklikler mevcut. Ön ızgaranın ve öndeki heykelin koyu krom olması, içerde karbon fiber bir yapının kullanıcıyı karşılaması ve araçta bu modele özel bir logonun olması ilk başta göze çarpan detaylar” diye konuştu.

1 MİLYON EURO’YU AŞAN FİYAT

Aracın kişinin istediğine göre farklı renklerde de üretilebileceğini belirten Aysal, “Koyu kromların kalıcı olması, heykelin ve logonun değişmemesi dışında kişi istediği renkte ve özellikle tercih yapabilir” dedi. Aracın başlangıç fiyatını vergiler dahilinde 971 bin Euro olarak ifade eden Aysal, “Burada tanıttığımız aracın satış fiyatı ise aksesuar ve vergiler dahil olmak üzere 1 milyon 88 bin 883 Euro” dedi.

“AMACIMIZ REKOR KIRMAK DEĞİL KİŞİYE ÖZGÜ ARAÇ ÜRETMEK”

Marka olarak önceliklerinin rekor üstüne rekor kırmak olmadığını dile getiren Aysal, “Biz daha kişiye özel ve özgün araçlar üretiyoruz. Bu nedenle araçların sayısının çok olmasından ziyade kişiye özel olması bizim için daha önemli” diyerek konuşmasını noktaladı.

Dünyada iz bırakmış Freddie Mercury, Elton John, Coco Chanel, Howard Hughes, Yves Saint Laurent gibi iş, moda, eğlence dünyasının önde gelen isimlerinin de birer Rolls Royce kullanıcısı olduklarını belirten Frank Tiemann, “Bunlar yaptıkları işlerde sınır tanımayan kişilerdi. Yeni nesiller de dinlenme bilmeyen bir hayat temposu ile yaşıyorlar. Bunlardan ilham alarak biz de kendi sınırlarımızı zorluyoruz ve Black Badge modelini de bu ilhamla geliştirdik” ifadelerinde bulundu.

 

Audi 2,5 litre TFSI yılın motoru seçildi

Audi’nin yüksek performanslı spor otomobilleri TT ve RS3 Sportback modelinde kullandığı 2,5 litre TFSI motoru kendi segmentinde Yılın Motoru Ödülü’ne layık görüldü.

Dünya genelinden 65 otomotiv editörünün oylarıyla belirlenen Yılın Motoru (Engine of The Year) 2017 Ödülleri sahibini buldu.

Audi, Audi Sport Ailesi’nin RS3 ve TT RS modellerinde sunduğu 2,5 litre hacimli TFSI motoruyla, 2,0 ile 2,5 litre kategorisinde, Yılın Motoru seçildi. 2.5 litre TFSI motor, jüri tarafından yüksek performansının yanında, kendisine özgü sesi ile de övgüye değer bulundu.

Audi’nin yüksek performanslı spor otomobillerinin yer aldığı Audi Sport Ailesi’nin öne çıkan motorlarından biri olan 2,5 litre TFSI motorunun karakteristik sesi, Audi motorsporları takımının 80’li yıllarda WRC Grup B sınıfında fırtınalar estiren otomobillerin sesine de bir selam niteliği taşıyor.

Premium otomobil sektöründe, en sportif markaların başında gelen Audi’nin,” Performans Ligi” olarak tanımladığı Audi Sport Ailesi’nin üyeleri çarpıcı tasarım, sportif sürüş ve öncü teknolojiyi bir arada otomobil tutkunlarına sunuyor.

Ürettiği 400 HP güç ve 400 Nm tork ile küresel otomotiv pazarında en güçlü 5 silindirli motor olan 2.5 TFSI hali hazırda TT RS Coupe, TT RS Roadster, RS3 Sedan ve RS3 Sportback modellerinde kullanılıyor. Bu motor, kompakt segmentin en güçlü modeli olan RS3 Sportback’i, 0’dan saatte 100 kilometre hıza sadece 4.1 saniyede ulaştırıyor.

Audi, 1999 yılından beri verilen Yılın Motoru Ödülleri’nde 13’üncü kez ödüle layık görüldü.

 

Peugeot, pikap pazarına geri dönüyor

Peugeot, Yeni Pick Up modelini tanıtıyor. Bu, markanın pikap pazarına geri dönüşünü müjdelerken Afrika kıtasında satışa sunulacak olan Yeni Peugeot Pick Up, markanın globalleşme stratejisinin bir başka ayağını oluşturuyor. Geniş yaşam alanı ve zengin ekipman seviyesiyle dikkat çeken Peugeot Pick Up, pikap müşterilerinin sağlamlık, dayanıklılık ve dört tekerlekten çekiş sistemi gibi temel gereksinimlerini en iyi şekilde karşılıyor. İş amaçlı ve özel amaçlı kullanımları aynı potada eriten, kullanımı ve bakımı kolay ve her durumda güvenilir bir araç arayan kullanıcılara hitap eden yeni Peugeot Pick Up, Eylül ayında Afrika kıtasında satışa sunulmaya başlanacak.

 

Yeni Peugeot Pick Up kompakt pikap pazarı kavramının standartlarını değiştiriyor

Yeni Peugeot Pick Up, 5,08 metre uzunluğu ile çift kabinli kompakt pikap pazarında yer alıyor. Bu, yüzde 10 pazar payı ve Kuzey Afrika ve Batı Sahra Altı Afrika ülkeleri de dahil olmak üzere yılda 56.000 adet satış hacmi anlamına geliyor. Pazarı yüzde 92 ile dizel motorlar ve yüzde 77 ile dört tekerlekten çekiş sistemleri domine ediyor. Peugeot yeni Pick Up modeliyle pikap pazarına dönüş yaparken, bu hamle markanın uluslararası büyüme stratejisinin bir parçasını oluşturuyor. Markanın, özellikle Afrika kıtası olmak üzere pikap pazarında geçmişi uzun yıllara dayanıyor. 1956’daki Peugeot 403 camionnette-bâchée, 1967 Peugeot 404 camionnette-bâchée ve 2005 yılına kadar başarıyla üretilen ve bu tarihteki Nijerya’daki üretimi sona eren Peugeot 504 Pick-up markanın pikap geçmişini gözle önüne seriyor.

Sağlamlık ve dayanıklılık

Yüksek omuz çizgisi, dik tasarımlı burun, yatay uzun bir motor kaputu ve versiyona bağlı olarak 210 mm ile 215 mm arasında değişen yerden yüksek yapısıyla yeni Peugeot Pick Up, pikap pazarının bütün gereksinimlerini fazlasıyla yerine getiriyor. Markanın yeni nesil bütün SUV modellerinde olduğu gibi yeni Peugeot Pick Up’ta da ön ızgara büyük bir ‘aslan’ logosuna ev sahipliği yapıyor. Arka paneldeki damgalı ‘Peugeot’ yazısı ise Peugeot 404 ve 504 Pick-Up modellerine gönderme yapıyor. Basit ve dayanıklı tasarımıyla yeni Peugeot Pick Up her tür yol koşulunda dayanıklı ve güvenilir bir profesyonel olduğunu gözler önüne seriyor. Kabin ve kasa merdiven tipi şasi üzerine otururken sabit arka aks dört yapraklı yaylarla şasiye bağlanıyor. Standart olarak sunulan Yokohama marka lastikler; dayanıklı, güvenilir, sağlam, her tür hava ve yol koşullarında kullanım imkanı sunuyor.

Maksimum yükleme kapasitesi 815 kg olan yeni Peugeot Pick Up’ın kasası 1,40 metre uzunluğa ve 1,39 metre genişliğe sahip. Dış taraftaki sabitleme kancaları kullanım kolaylığını sağlarken aracın genel sağlamlığını tamamlamak ve dayanıklılığı artırmak için yan duvarlar ve arka kapağın iç paneli özel bir reçine ile kaplanıyor.

Her tür kullanım amacına uygun motor ve aktarma organları

Yeni Peugeot Pick Up, pikap pazarın ihtiyaçlarına cevap veren ve yüksek verimlilik seviyesine sahip güçlü bir motorla donatılıyor. 2,5 litre hacimli common-rail enjeksiyon sistemine sahip turbo beslemeli dizel motor 115 HP güç ve 280 Nm tork üretiyor. Motorun gücü 5 ileri manuel bir şanzımanla tekerleklere aktarılırken 4×4 veya 4×2 çekiş sistemleri alternatifleri sunuluyor. 4×2 versiyonlarında güç şaft ve merkezi diferansiyel üzerinden arka aksa iletiliyor. 4×4 versiyonlarda motor gücünün bir kısmı ön aksa aktarılıyor. Sistem, sürücüye 4×4 4H (4 High) veya düşük hızlı yüksek torklu sürüşlerde kullanılan 4L (4 Low) olmak üzere farklı sürüş modlarından birini seçme imkanı sunuyor.

Sınıf standartlarını yükselten donanımlar ve geniş bir yaşam alanı

Güvenilirlik ve kullanım kolaylığına odaklanan yeni Peugeot Pick Up zengin ekipman seviyesiyle satışa sunuluyor. Manuel klima, elektrikli camlar, CD çalar ve USB’li radyo tüm versiyonlarda standart ekipman olarak yer alıyor. Elektronik fren gücü dağılımına sahip ABS fren sistemi, geri manevra yardımcısı, sürücü ve yolcu hava yastıkları ve elektrikli yan aynalar sürüş güvenliğini ve sürüş konforunu destekleyen ekipmanlar olarak devreye giriyor. 4×4 versiyonları, krom tavan rayları ve yan basamaklarla ayırt ediliyor. 1.738 mm oturum alanı ve 62 mm arka koltuk diz mesafesiyle yeni Peugeot Pick Up sınıfının en geniş yaşam alanını ve yolcu konforunu sunuyor.

 

Toyota’ya bir ödül daha verildi

Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye, geçtiğimiz Kasım ayında üretimine başladığı Türkiye’nin ilk hibrit modeli Toyota C-HR ile ihracatını yüzde 52 oranında artırdı. 2016 yılında 1.8 milyar dolar değerinde ihracat gerçekleştiren Toyota Otomotiv Sanayi, Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından ödüllendirildi.

Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından gerçekleştirilen 2016 yılı İhracat Şampiyonları Ödül Töreni’nde Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye, ilk bin firma için de geçen seneye göre bir basamak yükselerek 7’nci sırada yer aldı ve ödülün sahibi oldu. 2016 yılında 1.8 milyar dolar ihracat gerçekleştiren Toyota Otomotiv Sanayi, geçen yıla oranla bu rakamı yüzde 52 oranında artırarak önemli bir yükselişe imza attı. Geçen yıl toplamda 155 bin araç banttan indirilen fabrikada ihracat adedi 116 bin olarak gerçekleşti.

Geçtiğimiz Kasım ayında, 350 milyon avro yatırım ile Türkiye’nin ilk hibrit ve crossover modeli Toyota C-HR’ın üretimine başlayan Toyota Otomotiv Sanayi, Türkiye’deki toplam yatırım tutarını 1.7 milyar avroya çıkardı. Yatırımla birlikte çalışan sayısı 5 bine ulaşan fabrikanın Corolla ve Verso’nun ardından üçüncü modeli C-HR’ın etkisiyle ihracat yaptığı ülke sayısı 97’ye yükseldi. Üretim ve ihracat rakamlarını 2017 sonuna kadar katlayacak olan Toyota Otomotiv Sanayi’de, ihracatın toplam üretime oranı yüzde 85’i bulacak. Fabrika bu yıl üretmeyi planladığı 280 bin araçtan 231 binini ihraç etmeyi hedefliyor.

 

Audi BM Yapay Zeka Zirvesi’nde otonom sürüşü konuştu!

Audi AG CEOsu Stadler, Cenevredeki Birleşmiş Milletler (BM) kongresinde yapay zeka hakkında konuştu. Stadler konuşmasında, otonom sürüş ile ilgili yasal konuların yanı sıra, yeni teknolojinin kullanımı ile ilgili etik soruların da ele alınması gerektiğini dile getirdi.

İsviçre’nin Cenevre kentinde 7 Haziran’da düzenlenen Birleşmiş Milletler kongresi, yapay zekânın küresel sorunları çözmede oynayabileceği rolü tartışmak üzere dünyanın önde gelen uzmanlarını bir araya getirdi. Kongrenin ‘İyilik için Yapay Zeka (AI for Good) ‘ konulu panelinde konuşan Audi CEO’su Prof. Rupert Stadler, yapay zekanın insanlık yararına kullanılması konusunda konuştu.

“Sadece otomotiv bu soruları yanıtlayamaz”

Otonom sürüş  insan hayatını önemli ölçüde kolaylaştırma fırsatı sunuyor. Ancak beklentilerde aşırıya kaçılmaması yönünde de uyaran Stadler “Bir trafik kazasının kaçınılmaz olduğu durumlarda, sürücüsüz otomobilden karar almasını bekliyoruz. Fakat böyle bir ikilemi ne insan ne de bir makine çözebilir” dedi. Stadler “Otomotiv endüstrisi, pilotlu ve otonom sürüş ile ilgili etik ve yasal soruları tek başına yanıtlayamaz. Bunun için bilim, iş dünyası, siyasetçiler ve toplumun birlikte çalışması gerekiyor” diye konuştu.

Otonom sürüş sırasında kaza durumunda sorumlu kim olacak?

Yapay zeka, bilim ve endüstri uzmanları tarafından pilotlu ve otonom sürüş için kilit bir teknoloji olarak kabul ediliyor. Yapay zeka teknolojisi, otomobilin çevresini algılayıp yorumlamasına ve bu doğrultuda karar almasına yardımcı oluyor. Ancak, olası bir kaza durumunda sorumluluğun kimde olacağı ve otonom sürüş sırasında kaçınılmaz bir tehlikeyle karşılaşılan otomobilin ne tepki vermesi gerektiği konuları halen belirsizliğini koruyor.

Audi hukukçuları, filozofları bir araya getiriyor

Otonom sürüş ile ilgili çalışmalarına hız kesmeden devam eden Audi, bu kapsamda bilim ve iş dünyasının yapay zeka alanında uluslararası üne sahip uzmanlarını bir araya getiren ve disiplinler arası bir ağ olan beyond girişimini başlattı. Audi, böylece yapay zekanın otomotiv ve çalışma dünyası üzerindeki toplumsal etkilerine odaklanıyor. Girişim kapsamında gerçekleştirilen ilk etkinliklere filozoflar, psikologlar, hukukçular, bilgisayar bilimcileri ve start-up girişimcileri katılıyor.

Trafikte kalp krizine dikkat

Kalp krizi riski üzerinizde. Günlük stresin en büyük nedenlerinden birisi trafik. Özellikle büyük şehirlerde yaşayanların bu çilesi artık yalnızca iş ya da okul çıkışlarında değil günün her saatinde karşınıza çıkabiliyor. Yoğun trafiğe maruz kalmanın tek etkisinin gideceğimiz yere geç kalmak olmadığını belirten Medical Park Gaziosmanpaşa Hastanesi Uzman Klinik Psikolog İpek Özaktaç, akmayan trafiğin kişilerin fiziksel ve ruhsal sağlığı açısından tehdit unsurunu oluşturduğunu söyleyerek, bazı bilgiler paylaştı.

Araştırmalar, trafiğin ruhsal sağlığımız üzerinde olumsuz etkileri bulunduğunu ortaya koyuyor. Akmayan trafiğin içinde sıkışıp kalmak günlük yaşantımızda kişilerin fiziksel ve ruhsal sağlığı açısından en büyük tehdit unsurunu oluşturuyor Son günlerde özellikle trafikte yaşanan tartışmalar gündemi meşgul ederken, Medical Park Gaziosmanpaşa Hastanesi Uzman Klinik Psikolog İpek Özaktaç, trafikte maruz kalınan hava kirliliğinin de trafikte kalp krizi ya da astım gibi nefes ve solunum problemleri yaşama riskini de artırdığı kaydetti. Özaktaç, konuyla ilgili şunları söyledi:

Stres, kişide denge ve uyum bozulduğu zaman yaşanır. İç dengenin bozulması durumunda organizmanın yeniden dengeyi kurmaya çalışması strestir. Tehditkar bir olay olmasa dahi herhangi bir yaşam olayı dengemizi bozabilir ve stres kaynağı olabilir. Günlük hayatta her birimiz araba kullanmıyor olsak bile gerek yaya olarak gerek evimizde dinlenirken dışarıdan duyduğumuz korna sesleriyle trafik stresine maruz kalabiliyoruz. Stresin etkileri ise fiziksel, duygusal ve düşünce boyutunda hissedebiliriz. Fiziksel olarak bedende oluşan trafikte kalp krizi, terleme, titreme, nefes darlığı, baş ağrısı, mide ağrısı; duygusal olarak kaygı, sıkıntı, korku, mutsuzluk, umutsuzluk; düşünce anlamında ise karamsar, çaresiz ve umutsuz düşünceler eşlik edebilir.

Trafikte kalp krizi riski kronikleşiyor

Trafikte seyir halindeyken aniden önünüze direksiyon kırılması, sinyal vermeden dönüş yapılması, dikkatsiz bir şekilde ara sokaktan önünüze çıkılması, taksi, otobüs ve dolmuşların bekleme süreleri ya da yayaların aniden yola çıkması günlük hayatta yaşamaya alışık olduğumuz durumlar haline geldi. Tüm bu örneklere her gün maruz kalıyor olmak kişi üzerinde stresin kronik hale gelmesine neden olabilir. Araba sürerken stresi tetikleyen en önemli noktalardan biri sabırsızlıktır. Bir türlü ilerlemeyen yolda arabaların hareket etmesini beklemek ve diğer sürücülerin hataları ile uğraşmak sabırsızlığı arttıran etkenler arasındadır. Ulaşılmaya çalışılan yere geç kalındığının fark edilmesi ve hareket edememenin getirdiği engellenmişlik hissi ile birlikte sabırsızlık, trafikteki stresle baş etmeyi daha da zorlaştırır.

Trafite kalp krizi riskini stres tetikliyor

Tüm günün koşturmacasının ardından evinize gidip dinlenmek, günün yorgunluğunu atmak en büyük motivasyon kaynağınız olabilir. Fakat size iyi hissettiren bir spor yaptıktan ya da arkadaşlarınızla lezzetli bir yemek yedikten sonra eve ulaşmaya çalışırken trafik tıkanıklığına maruz kaldığınızda yarım saat önceki olumlu ruh halinizi tamamen unutabilirsiniz. Sinirin ve stresin eşlik ettiği yolculuk sonrası evinize vardığınızda olumsuz duygular hala size eşlik ediyorsa hissettiklerinizi yakın çevrenize belli etmemeniz zor olabilir. Trafikte hatalı sürücüye sinirlenen fakat bunu eyleme dökemeyen bir kişi bu duygusunu ulaşılması en kolay kişiye, evde birlikte yaşadığı kişilere yöneltmesi kimi zamanlarda kaçınılmaz olabilir. Bu doğrultuda diyebiliriz ki, baş etme konusunda adımlar atılmadığı takdirde trafikte yaşanan sinirlilik, stres, sabırsızlık ve engellenmişlik hissi, kızgınlık ve öfkeye dönüşme eğilimi gösterebilir. Uzmanlara göre stres, kişileri diğer hastalıklara ve hatta depresyona karşı savunmasız kılar. Bu nedenle, kişilerde uzun vadede kronik stres, kaygı bozuklukları, panik bozukluk ya da depresyon görülme riski artar.

Trafikte kalp krizi riskini engellemek için en yapmalı?

  • Kendinizi trafikten korumak için atacağınız adımlardan sonraki en büyük çözüm arabada geçirdiğiniz sürede yaşadığınız stresi azaltmak olacaktır. Trafikte ne yaşayacağınızı kontrol edemeyebilirsiniz fakat yaşadıklarınıza vereceğiniz tepkiyi düzenleyebilirsiniz.
  • Nefes alın, verin, tekrarlayın. Stres ve gerginlikle direksiyonu sıkmaya başladığınızı fark ettiğiniz anda nefesinize odaklanın. Yavaş ve derin nefesler ile nefesinizi düzenleyin.
  • İçinde bulunduğunuz durumu gözden geçirin. Trafik tıkanıklığını gideceğiniz yere ulaşmanın önünde bir engel olarak düşünmek yerine iş dönüşü dinlenmek üzere vakit geçireceğiniz bir yer gibi hayal edin ya da sevdiğiniz radyo programını dinlemek için bir fırsat olarak yorumlayın.
  • Kızgınlık sonucu oluşan tepkilerinizi hafifletin. Her olumsuz duyguyu ortadan kaldırmanız mümkün olmayabilir. Diğer sürücülerin hata yaptıklarını fark ettiğinizde sıkıntı hissediyor olabilirsiniz. O anda ne hissettiğinizi fark ederek bunu kabul edin ve sonraki adıma geçin. Hatalı davranan sürücülere karşın sizin daha dikkatli olmanız gerektiğini kendinize hatırlatın. Böylelikle o sürücünün olumsuz davranışından kendinizi uzaklaştırmış ve olumsuz duygulara neden olan bir durumun yol boyunca size eşlik etmesini önlemiş olursunuz.
  • Endişeli düşüncelerinizi yatıştırın. Gitmeniz gereken yere geç kaldığınızı fark ediyorsanız endişelenmeye başladığınızı fark edin, kabul edin ve bırakın. Dikkatinizi başka yöne çevirin. Diğer araçların görünüşüne, çevrenizdeki seslere ya da radyoda çalan müziğe odaklanmaya çalışın.

O cezalar siliniyor

İstanbul’da yapılan Intertraffic İstanbul Fuarı’nda, belediyelerin toplu ulaşıma dair sıkıntıları masaya yaratıldı, çözüm yolları arandı. Panelde öne çıkan konular; otoyollarda devreye girecek ortalama hız tespit sistemi, toplu ulaşımda 65 yaş uygulaması ve servis ile toplu taşıma arasındaki yüzde 10’luk KDV farkı oldu.

Intertraffic İstanbul Fuarı kapsamında TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Sözcüsü, Erzurum Milletvekili, Intertraffic İstanbul Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı moderatörlüğünde düzenlenen “Ulaşım Sistemlerinin Türkiye’deki Geleceği” başlıklı panelde konuşan Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Akdeniz, Temmuz ayında otoyollarda devreye girecek ortalama hız tespit sisteminde, birden fazla tespite tek radar cezası kesileceğini söyledi.

Radar cezası sorun olmaktan çıkacak

Gelen sorular üzerine sözlerine, vatandaşlardan gelen haklı tepkiler üzerine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından geçtiğimiz yıl durdurulan Trafik Elektronik Denetleme Sistemi (TEDES)’ten bahsederek başlayan Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Akdeniz, “Gazetelere yansıyan konular vardı. Belediyelerin kurduğu sistemlerde bazı usul hataları oldu. Vatandaşın birden fazla radar cezası nedeniyle edildiği görüldü. Bakanımız tarafından müdahale edildi. Usul ve esaslar değişti. Şimdi kamu yararı esas alınarak yeniden işlemeye başlayacak” dedi.

“Trafik kazalarını azaltmak için emniyet güçleri olarak olarak görünürlülüğümüzü artırıyoruz. Bu da yetmiyor teknolojiyi kullanıyoruz. Her sürücünün başına trafik polisi verme imkanımız yok” diyen Akdeniz, ” Daha önce bir dakika içinde 3 anlık hız tespitinden vatandaşlarımızın 3 ayrı ceza aldığı görüldü. Bu vicdanen doğru değildir. Bizim derdimiz vatandaşı devlete küstürmek değildir. Mümkünse ortalama hız yapacaksınız. Kural ihlalini alışkanlık haline getiren varsa bir defa ceza kesilecek. Örneğin 100 km’lik bir yolda 10 km’de bir anlık hız tespiti yapılacak” dedi.

 

Radar cezası sürücüleri küstürmeyecek

Intertraffic İstanbul “Ulaşım Sistemlerinin Türkiye’deki Geleceği” Paneli’ne konuşmacı ve izleyici olarak katılan çok sayıda belediye temsilcisi, toplu ulaşım konusundaki sıkıntılarını dile getirme fırsatı buldu. Panele, moderator TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Sözcüsü, Erzurum Milletvekili, Intertraffic İstanbul Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Akdeniz, İzmir Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Daire Başkanı Kader Poyraz, Adana Büyükşehir Belediyesi Ulaştırma Daire Başkanı İlyas Karabıyık, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Planlama ve Raylı Sistemler Daire Başkanlığı A.Ş. Genel Müdürü Serdar Çiçekler ve Mardin Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Daire Başkanı Erol Beşe konuşmacı olarak katıldı.

 

Belediyeler Toplu Ulaşımda 65 Yaş Uygulamasına Yeni Düzenleme İstiyor…

En çok dile getirilen konulardan biri 2014 yılından bu yana 65 yaş üstündekilere şehir içi toplu taşıma araçlarında bedava seyahat imkanı sağlayan uygulamaların, belediyeleri sıkıntıya düşürmesi oldu. Emeklilerin yoğun olduğu bölgelerde 65 yaş ücretsiz seyahat uygulamasının ulaşımın yüzde 30’una karşılık geldiğini ifade eden belediye temsilcileri, bu uygulamayı çok beğendiklerini ve desteklediklerini ancak, bu hakkı suistimal edenlerin bulunduğuna dikkat çektiler ve Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı’dan yardım istediler. Prof.Dr.Ilıcalı ise 65 yaş uygulamasına dair İstanbul’daki verilerin tekrar incelenip gözden geçirilmesinin mümkün olduğunu belirtti ve konuyu takip edeceğini ifade etti.

 

Servis Taşımacılığı ve Toplu Taşıma Arasındaki Yüzde 10’luk KDV Farkı Ortadan Kaldırılmalı…

Servis araçları ve toplu taşıma arasındaki yüzde 10’luk KDV farkının yarattığı güçlük gündeme getirlen sıkıntılar arasındaydı. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Planlama ve Raylı Sistemler Daire Başkanlığı A.Ş. Genel Müdürü Serdar Çiçekler, “Balıkesir olarak, büyükşehir olduktan sonra 2 yıl içinde toplu ulaşımda sistemi oturtmayı başardık. Ama çözüm üretemediğimiz bazı konular var. Büyüklerimizden destek istiyoruz. Sisteme esnafı alıyorsunuz. Çalışmaya başlıyor. Fakat verginin yüksekliği nedeniyle bir süre sonra sistemden çıkmak ve eskiye dönmek istiyorlar. Çünkü, servis taşımacılığında KDV yüzde 8, toplu taşımada yüzde 18. Arada yüzde 10’luk bir fark var. Eğer toplu taşımada da KDV’de yüzde 8 gibi bir indirim getirilirse, esnafımız da rahat eder. Herşeyi aşıyoruz, bu noktayı aşamıyoruz” dedi.

 

Intertraffic İstanbul 9. Uluslararası Altyapı, Trafik Yönetimi, Yol Güvenliği ve Park Sistemleri Fuarı’, 24-26 Mayıs 2017 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlendi. Fuara, 30 ülkeden yaklaşık 200 katılımcı ve başta Avrupa ülkeleri olmak üzere İran, Irak, Suudi Arabistan, Katar, Rusya ve Türki Cumhuriyetler gibi 90’dan fazla ülkeden ziyaretçi katıldı.

 

 

Avec Car Rentals İstanbul Atatürk Havalimanında !

Günlük Araç Kiralama sektörüne kısa süre önce iddialı bir şekilde giren Avec Car Rentals, İstanbul Atatürk Havalimanı Ofisini Dış Hatlar Terminalinde açtı. Müşteri odaklı yönetim ve kaliteli hizmetten ödün vermeyen anlayış ile yola çıkan Avec Car Rentals. İzmir Adnan Menderes Havalimanı ofisinde olduğu gibi ara havuzunu sıfır km araçlar ile hizmet verecek. Bu araçlar Volkswagen Passat, Skoda Superb, Seat Leon, Volkswagen Polo, Volkswagen Golf, Seat Ibıza, Skoda Octavia, Skoda Kodiaq, Audi A3, Volkswagen Tiguan, Volkswagen Caravelle, Volkswagen Jetta gibi güvenlik ve sürüş konforu yüksek araç modellerinden oluşturdu.

Avec Car Rentals ile büyük iş birliği

Başarılı yatırımları ile Türkiye Otomotiv Sektörünün önde gelen firmalarından biri olan Avek Otomotiv ile birlikte. Paşalı Grubu’nun otomotiv sektöründeki ikinci yatırımı olan marka, www.aveccarrentals.com web sitesi üzerinden müşterilerinin hızlı ve avantajlı araçlar kiralayabileceği çözümler sunmakta. Çok kısa sürede İstanbul Atatürk Havalimanı İç Hatlar Terminali, Bodrum Havalimanı ve Edremit Koca Seyit Havalimanı ofislerini de açacaklarını belirten marka yetkilileri müşterilerine mükemmel bir kiralama deneyimi yaşatmayı hedeflediklerini dile getiriyorlar.

Osram’dan büyük atak

İhtiyaca özel ve üst düzey çözümler sunan dünya aydınlatma devi OSRAM ‘ın biyolojik etkili aydınlatması BMW Motorsport sürücülerini zorlu yarış mücadelesinde yalnız bırakmadı

BMW Motorsport, Almanya- Nürburgring’de 27-28 Mayıs tarihlerinde yapılan 24 saatlik yarış boyunca OSRAM’ın biyolojik etkili aydınlatmasını kullandı.

BMW Motorsport’un yeni resmi ortağı olan OSRAM, hem yarıştan önce hem de yarış sırasında canlandırıcı aydınlatma sağlayarak sürücü ve mühendislerin uyanıklıklarını ve konsantrasyonlarını artırmaya yardım etti. LED ışıklı gözlükler ve özel aydınlatma armatürleri şeklinde sunulan ürünler sürücü ve mühendislerin zorlu 24 saatlik yarış sırasında tam ihtiyaçları olduğu zaman enerjilerini harekete geçirmek ve dikkatlerini keskinleştirmeye yardım etmek için tasarlandı.

OSRAM CTO’su Stefan Kampmann “BMW Motorsport’un bizim yenilikçi aydınlatma çözümlerimizi tercih etmiş olmasından mutluyuz. Üst düzeyde rekabetçi sporlar optimum performans gerektiriyor ve bizim aydınlatma uzmanlığımızın yarış takımına yardım edebileceği yer de tam olarak burası,” dedi. BMW Motorsport Direktörü Jens Marquardt “Nürburgring’de gerçekleşen 24 saatlik rekabet yarış tarihinde olmadığı kadar yoğun. Bu da detayları çok daha önemli hale getirdiği için OSRAM’ın resmi ortak olarak bize katılmasından gerçekten mutluluk duyuyorum. Yenilikçi çözümleri ve aydınlatma alanındaki deneyimi ile OSRAM sürücülerimizin yarış sırasında geceleri Nordschleife’in benzersiz zorluklarına adapte olmalarına büyük bir katkıda bulundu” dedi.

Osram Biyolojik Etkili Aydınlatma

LED ışıklı gözlükler sürücülerin yarışlara hazırlanmasına yardımcı olmak için kullanılıyor. Mavi LED ışık merkezi sinir sistemini uyararak onları yarışmak için hazırlıyor.

Ayrıca, ortak mahal ve pit duvarı kontrol merkezine hem sürücülerin hem de mühendislerin yararına olacak özel aydınlatma armatürleri takılıyor. Bunlar yüksek mavi ışık vererek gece bölümlerinde bile konsantrasyon seviyelerini yükseltmeye ve korumaya yardımcı oluyor.

Biyolojik etkili aydınlatmanın kullanıldığı tek alan spor değil. Bu teknoloji, uzun uçuşlarda ortaya çıkan jet-lag rahatsızlıklarını azaltmak için uçaklarda da kullanılabiliyor. Doğru kullanıldığında, kendine gelme hızını günde bir saatlik zaman farkından -ışık desteği olmadan- günde üç saate çıkarabiliyor. Ayrıca okullarda da kullanılarak öğrencilerin konsantrasyonunu artırmaya yardımcı oluyor. Huzur ve bakım evlerine kurulduğunda gündüz/gece döngüsünün takibini yitirmiş olan demans hastalarını stabilize etmeye yardım edebiliyor.

Biyolojik etkili aydınlatma teknolojisi, içindeki ışık renk ve yoğunluğunu adapte eden özel aydınlatma armatürleri ve sistemleri kullanarak ofis çalışanlarının da performans ve konsantrasyon seviyelerini optimize ediyor.

Mavi ışıklı gözlüklerin canlandırma etkisi, kırmızı ışıklı olanların ise sakinleştirici etkisi var. Böylece sürücüler yarışlardan önce daha zinde olabiliyor, molalarda ise daha iyi rahatlayabiliyorlar.

 

Doğuş ödül almaya devam ediyor

Doğuş Otomotiv Değer ve İlgi Merkezi (DİM), Londra’da düzenlenen Contact Center World Awards EMEA bölgesi finallerinden 4 ödülle döndü.

DİM, ‘En İyi İşe Alım Modeli’ ve ‘En İyi Müşteri Deneyimi’ kategorilerinde altın madalya, ‘En İyi Teknoloji İnovasyonu’ kategorisinde gümüş madalya ‘En İyi Çağrı Merkezi’ kategorisinde ise bronz madalyanın sahibi oldu.

Doğuş Otomotiv ‘e 4 ödül birden

Dünyanın en büyük çağrı merkezi organizasyonu ContactCenterWorld.com tarafından geleneksel olarak düzenlenen Dünya Çağrı Merkezi Ödülleri’nin 22-26 Mayıs tarihleri arasında Londra’da gerçekleştirilen EMEA Bölgesi (Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Bölgesi) finallerine Doğuş Otomotiv Değer ve İlgi Merkezi (DİM), aldığı 4 ödülle damga vurdu.

DİM, işe alım süreçlerindeki yenilikçi bakış açısıyla ‘En İyi İşe Alım Modeli’; inovatif ve kaliteli hizmet anlayışı odağında oluşturduğu müşteri merkezli yapısını anlattığı ‘En İyi Müşteri Deneyimi’ kategorilerinde birinciliği alarak, altın madalyanın sahibi oldu.

DİM ayrıca, Yol Yardım hizmetlerindeki dijitalleşmeyi aktardığı ve inhouse geliştirilen bir uygulama olan Diyalog uygulamasıyla ‘En İyi Teknoloji İnovasyonu’ kategorisinde gümüş madalya aldı. Farklılaşan tüm süreç ve uygulamalarını paylaştığı ‘En İyi Çağrı Merkezi’ kategorisinde ise bronz madalyaya layık görüldü.

Sektörün en prestijli ödül organizasyonu olarak gösterilen ve bu yıl 12’ncisi düzenlenen finallerde 34 farklı kategoride en iyiler belirlendi. İki etaptan oluşan organizasyonun ilk etabında tüm kategorilerde EMEA, APAC ve Amerika bölgelerinin belirlenen birincileri, Ekim ayında düzenlenecek organizasyonda dünya birinciliği için yarışacaklar. İki kategoride altın madalya kazanan DİM, Ekim ayındaki büyük finalde, APAC ve Amerika bölgelerinin kazananlarıyla mücadele edecek.

DİM finallere dünya birincisi unvanıyla gidecek

Geçen yıl düzenlenen ve ilk kez katıldığı organizasyonda da ‘En İyi Müşteri Deneyimi’ kategorisinde önce EMEA, sonra dünya birincisi olan DİM, aynı yıl ‘En İyi Çağrı Merkezi Dizaynı’ kategorisinde EMEA Bölgesi ikinciliği ve dünya üçüncülüğünü kazanmıştı.

 

Araç güvenliğinde büyük adım

Uzaktan teşhis, telematik ve bilgi-eğlence sistemleri gibi, araç ve bulut veya başka bir altyapı arasındaki iletişim kanallarını kullanan araç fonksiyonlarına her geçen gün yenileri ekleniyor. Araçlarla yapılan ver alışverişi birçok teknolojik fırsatın kapılarını açsa da, bu kanallar siber saldırıların da hedefi olmaya başlıyor. Bir araca zorla girilerek güvenliğinin, gizliliğinin ve finansal değerlerinin ihlal edilmesi riski, aracın tüm özelliklerinin korunması için metodik, organizasyonel ve teknik bir takım önlemlerin varlığını zorunlu kılıyor.

Siber güvenliği geliştirecek

AVL Software and Functions GmbH Genel Müdürü Dr. Georg Schwab ve Kaspersky Lab CSO’su Alex Moiseev, 1 Haziran 2017 günü Almanya’nın Regensburg şehrinde işbirliği anlaşmasını imzaladı. Anlaşmaya göre:

  • Gömülü otomotiv geliştirme süreçleri ile en iyi siber güvenliği pratikleri ve teknolojileri arasında bir köprü kurulacak
  • Güvenlik ürünleri, araç bileşenleriyle paket halinde sunulacak ve otomobil imalatı endüstrisi için tasarlanan kapsamlı güvenlik çözümleri teşvik edilecek, tanıtılacak
  • Otomotiv güvenliği için bir eğitim ve koçluk portföyü oluşturulacak
  • Geleceğin bağlantılı ve sürücüsüz otomobilleri için güvenlik sağlayabilmek adına, kapsamlı bir portföy üzerinden söz konusu iş genişletilecek

Siber güvenliği iş birlikler ile sürdürecekler

İlk aşamada kavram kanıtlama amacıyla geliştirilecek olan SCU çözümü, güvenlikle ilişkili doğrulama ve sağlama metotlarıyla test edilecek.

Kaspersky Lab CSO’su Alex Moiseev, konuyla ilgili yaptığı yorumda şöyle dedi: “Kaspersky Lab’ın otomotiv güvenliği uzmanları, bağlantılı araçların zayıf noktalarını ve giderek artan, siber saldırıya müsait kısımlarını yıllardır gözlemliyor. Bağlantılı araba ekosisteminin bütünüyle güvenliğinin sağlanmasının tek yolu, siber güvenliği uzmanlarıyla otomotiv endüstrisindeki meslektaşlarının yakın bir iş birliği yapmasından geçiyor. AVL Software and Functions GmbH ile girdiğimiz ortaklık, araç içi güvenlikle başlayıp, araçtan araca ve araçtan altyapıya iletişimi de kapsayacak şekilde genişleyecek olan bu yolculuğun önemli bir aşaması.”

 

Nissan kazandırmaya devam ediyor

Nissan ‘dan yaz fırsatı. Nissan, Haziran ayında tüketicilere cazip fırsatlar sunuyor. Yaz başlarken bir Nissan sahibi olmak isteyenler birbirinden avantajlı finansman seçeneklerinden ve nakit alım indirimlerinden aynı anda yararlanabilecek.

Nissan ‘dan yaz fırsatı

Japon otomobil devi marka, Haziran ayına özel fırsatlarla yaz heyecanını yollara taşıyor. Ay boyunca şehrin vazgeçilmezi Micra’da ve yüksek enerjili modeli Juke’da yüzde sıfır faiz ve 12 ay vade fırsatı sunan marka, Micra için 12 bin TL, Juke için ise 18 bin TL krediyi tüketicilerle buluşturuyor.

Markanın SUV ailesinin prestijli üyesi X-Trail ve segmentinde lider konumda bulunan Qashqai modelleri, 0,99 faiz oranı ve 15 ay vadeli 40 bin TL kredi fırsatıyla marka showroom’larında sahiplerini bekliyor.

Ailelerin gözdesi Pulsar’da ise, 2016 modellerinde, yüzde 0,99 faiz 15 ay vadeli 40 bin TL kredi imkanı bulunuyor.

Tüm Nissan modellerinde sunulan cazip finans fırsatlarına ek olarak bayilerde marka heyecanını yaşamak isteyenleri peşin alım indirimi bekliyor.

Haziran ayı boyunca efsanevi pick-up modeli Navara’da, 2017 modellerinde, 40 bin TL krediye, 15 ay için yüzde 0,99 faiz ve 2.500 TL’ye varan peşin alım fırsatları bir arada sunuluyor.

Pirelli Ar-Ge merkezini kurdu

2015 yılında lastik sektöründe ilk kez Ar-ge Merkezi seçilen TP Endüstriyel Lastikler’in ardından Pirelli Otomobilde de lastik Ar-Ge Merkezi unvanına layık görüldü.Türkiye’de halen mevcut 497 Ar-Ge Merkezi arasında lastik sektöründen sadece 2 lastik Ar-Ge merkezi bulunuyor.

Her yıl toplam cirosunun yaklaşık yüzde 3’ünü ve premium lastiklerden elde ettiği cirosunun yaklaşık yüzde 7’sini Ar-Ge çalışmalarına ayıran Pirelli Grubu, Türkiye’nin 394. Ar-Ge Merkezi seçildi. ‘Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesine İlişkin Uygulama ve Denetim Yönetmeliği’ hükümleri çerçevesinde bu ödüle layık görülen Pirelli Otomobil Lastikleri, öz kaynaklarıyla hayata geçirdiği projelerle de dikkat çekiyor.

Lastik Ar-Ge merkezi son derece modern

2007 yılında hayata geçirilen Ar-Ge Departmanı, ilk olarak Dünya Ralli Şampiyonası (WRC) lastiklerini İzmit Fabrikası’nda geliştirdi. Yarış lastiklerinde yeni projelerin de geliştirilmesiyle, ardından yeni bir üretim tesisi olan Motorsport bölümü kuruldu. Motor sporları lastiklerinin gelişmesinde ve Türkiye’de üretilmesinde etkin rol oynayan Pirelli Ar-ge Merkezi, bugün 59 kişinin çalıştığı ve yıllık 300 binden fazla motor sporları lastiğinin üretildiği, son derece modern ve teknolojik bir bölüm olarak çalışmaya devam ediyor.

Pirelli Otomobil Lastikleri CEO’su Gian Paolo Gatti Comini, “Türkiye’nin güçlü ekonomisine, insan kaynağına ve potansiyeline çok güveniyoruz. Türkiye de bu konuda hiçbir zaman bizi yanıltmıyor. Bu insan kaynağının bize verdiği katkı ile Türkiye’de sadece lastik değil, bilgi de üretiyoruz. Bugün böyle 1 Ar-Ge merkezinin sahibi olmak bize ayrıca gurur veriyor” dedi.

AR-GE çalışmaları, büyük ölçüde Pirelli bünyesindeki gelişmeler ile kendini göstermekle beraber, TÜBİTAK TEYDEP projeleri ile de zaman zaman destekleniyor. Bugüne kadar 20’nin üzerinde TEYDEP tarafından onaylanmış proje geliştirildi. Bunun yanı sıra üniversiteler ile işbirliği ile Sanayi Tezleri (San-Tez) projeleri de gerçekleştiriliyor.